Savaş 7 Ekim'de başlamadı.. Geçmişten günümüze İsrail Katliamları

Savaş 7 Ekim'de başlamadı.. Geçmişten günümüze İsrail Katliamları

HALİT KANAK

Kimsenin sizi savaşın 7 Ekim 2023'te başladığına inandırmasına izin vermeyin.

Daha kurulmadan başladılar katliamlarına.

14 Mayıs 1948'de kurulduktan sonra da günümüze kadar devam ettirdiler. Hâlâ bütün dünyanın gözü önünde soykırım yapıyorlar.

Bilindiği üzere; 1917 sonlarında işgâl ettiği Filistin topraklarını Yahudilere peşkeş çekmek için bölgede manda yönetimi kuran İngiltere, sinsi planlarına 24 Temmuz 1918 tarihinde Kudüs'te İbrâni Üniversitesinin temelinin atılmasını sağlayarak başladı.

"Bir bölgeyi kendi toprağın olarak görebilmen için orada okul yapacaksın" fikri siyonizmin en temel prensiplerinden birisiydi ve bu fikir, o güne kadar yaptığı bütün çalışmalarını ve eserlerini İbrâni Üniversitesine bağışlayan Albert Einstein'a aitti.

Temel atma töreni gibi 1 Nisan 1925'teki açılışı da görkemli oldu. Kimler yoktu ki

Skandal Balfour Deklarasyonunu imzalayan Lord Arthur Balfour, işgâl kuvvetleri komutanı Allenby, dünyanın tanıdığı Winston Churchill, İngilizlerin atadığı ilk Filistin Yüksek Komiseri Yahudi Herbert Samuel, (şimdi de eski Başbakan Tony Blair yüksek komiser atanmak isteniyor) ve 1948 yılına kadar üniversiteyi yöneten rektör Judah Leon Magnes başta gelenlerdi.

İlk yönetim kurulunda ise Yahudi bilim insanları olan Albert Einstein, Sigmund Freud, Martin Buber ve İsrail'in ilk cumhurbaşkanlığını yapacak olan Haim Weizmann vardı. Üniversite kurma çalışmaları devam ederken 1922'de İngilizler bölgede nüfus sayımı yaptırmış, 750 bin olan toplam nüfusun 85 bininin Yahudilerden oluştuğu görülmüştü.

Tâbii ki İngiltere bunu yeterli bulmadı. Siyonist STK'ları teşvik ederek 15 yıl içerisinde bölgeye 300 bin Yahudi getirip yerleştirdi. Yetmedi ayrıca silahlandırdı. Yahudi göçleri devam ederken, 1929'un Ağustos'unda kaçınılmaz olan Arap-Yahudi çatışmaları da baş gösterdi.

Günümüzde olduğu gibi Filistinlilerin ev ve topraklarını gaspeden bâzı Yahudi yerleşimcilerin, evini ve toprağını savunan Filistinlilerce öldürülmesi üzerine İngiltere polisi de "sen misin evini-barkını yahudiye karşı savunan" dercesine 110 Filistinliyi öldürdü. Gergin yıllar başlamıştı.

1936'ya gelindiğinde Arapların İngiliz idâresine tepkileri büyüdü, gelişti genel greve dönüştü. Bu durumdan endişelenen İngiltere bir an önce Filistin topraklarını taksim etmeye karar verdi ve Temmuz 1937'de başkanlığını Lord Peel'in yaptığı "Kraliyet Komisyonu" kuruldu.

Komisyonun teklifi, İngiliz mandasındaki Filistin'in üçte bir topraklarını yahudilere verme şeklindeydi. Buna Filistinlilerin tepkisi büyük oldu ve olaylar durulmadı. (Daha sonra bu oran BM tarafından % 56.47- % 43.53 şeklinde İsrail'in lehine yapılacak, bununla yetinmeyen İsrail işgâllerle bu oranın çok fazlasını gaspedecektir.)

Bunun üzerine İngiltere takviye birliklerle yahudileri Filistin Halkının üzerine saldırttı. Böylece ancak burada bir kısmını yazabileceğimiz katliamlar da başlamış oldu:

1937 Kudüs Katliamı. 1937-1939-1947 Hayfa Katliamları. 1947 Abbasiye Katliamı. 1947 Bab el-Amud Katliamı. 1947 Kudüs Katliamı. 1947 Balad eş-Şeyh Katliamı (İngilizler tarafından çatışmada şehit edilen İzzeddin El-Kassam'ın kabrinin olduğu yer.) 1948 Yafa Katliamı. 1948 Semiramis Oteli Katliamı. 1948 Kudüs Katliamı. 1948 Deir Yasin Katliamı. 1948 Ebû Şuşa Katliamı. 1948 Tantura Katliamı (Hakkında belgesel çekilen katliam.) 1948 El-Dawayima Katliamı. 1948 Yafa Ebû Kebir Katliamı. 1948 Hayfa'da Kahire Tren Katliamı. 1948 Hayfa Katliamı. 1948 Ayn el-Zeytun Katliam. 1948 Beyt Daras Katliamı.

1956 Han Yunus Katliamı. 1967 Kudüs Katliamı 1972 Bahru el-Bakar Katliamı. 1990 El-Aksa Cami Katliamı. 2002 Cenin Mülteci Kampı Katliamı. 2008-2009-2012-2014 Gazze Katliamları. 2018-2019 Gazze Sınır Katliamları. 2021 Gazze Vehda Caddesi Katliamı. 2022 Gazze Katliamı. 2023 Cenin Mülteci Kampı Katliamı. 2023 Gazze Soykırımı. 2024 Gazze Soykırımı. 2025 Gazze Soykırımı devam ediyor.

Yukarıda yazdıklarımızın dışında 14 Mayıs 1948'de sözde devlet kuran İsrail; 29 Ekim 1948'de Saf-Saf Köyü baskınında 70, aynı gün Davayima Köyü katliamında 81 mâsûm Müslümanı şehit etmişti.

2 Mart 1949 İstanbul Katliamında ise Enver Paşa'nın kardeşi Kafkas İslâm Orduları Komutanı Bakü Fatih'i Nuri Paşa'nın İstanbul/Sütlüce'de kurduğu ilk savunma sanayi fabrikası İsrail'le savaş halinde olan Suriye ve Mısır'a yüklü miktarda top mermisi, uçak savar mermisi ve havan mermisi sevkıyatı yaptığı ve aldığı siparişlere aralıksız devam ettiği için 2 Mart 1949 yılında İsrail ajanları tarafından havaya uçuruldu. Nuri Paşa ile birlikte 25 işçi şehit edildi. Mühimmat fabrikasında ki birkaç musevi işçi o gün işe gelmemişti.

Sonra bu katliamları; 12 Ekim 1953'te bizzat Ariel Şaron'un yaptığı Kibya Köyü katliamı, 29 Ekim 1956'da Kefer Kasım katliamı, bir ay sonra Samu Köyü katliamı, 15 Şubat 1968'de Şeria Nehri boyunca 15 köyün napalm bombalarıyla imhası, 12 Şubat 1970'de Ebû Zabel'de bir fabrikada 70 işçinin kurşuna dizilmesi izledi.

Bunlardan başka; 16 Eylül 1982'de savunma bakanı Ariel Şaron'un bizzat gözetiminde Sabra ve Şatilla kampında soykırım yapıldı. 1973'te toprakları işgâl edilen bir grup Filistinli Beyrut'un dibinde ki Sabra ile Şatilla kampına yerleşmişti. Hıristiyan Falanjist(Maruni) milisler, İsrail ordusunun onayı ve gözetiminde kampa saldırarak çoğu kadın ve çocuk savunmasız 3.500 Filistinliyi cesetleri tanınmaz hale gelecek şekilde ağır silahların yanı sıra balta, bıçak, pala ile 3 gün boyunca vahşice katletti. İsrail askerleri de kimse kaçmasın diye kampın etrafını sıkıca kuşatmış, gece de devam eden katliamlara destek için sabahlara kadar aydınlatma fişekleri atmışlardı.

Katliamdan kurtulan 23 kişi, 18 Haziran 2001 yılında Belçika'da Şaron aleyhine insanlık suçu davası açtılar. Fakat ABD ile İsrail'in tehditleri ve katliamcı Falanjist Elie Hobeika'nın Şaron aleyhinde şahitlik yapacağını ilân etmesinden birkaç gün sonra aracının patlatılarak öldürülmesinden korkan Belçika davanın açılmasına yetki veren yasayı değiştirdi ve 15 Mayıs 2002'de dava düştü.

Katliamın ardından Birleşmiş Milletler 16 Eylül 1982'de yaşananları kınayarak, bu olayın bir "Soykırım" olduğunu ilân etmişti. Ancak katliama dair hâlâ hiçbir yargılama yapılmadı. (Katliamdan sorumlu tutulan Beyrut Kasabı lakaplı Şaron, hakkında herhangi bir dava açılıp hesap sorulmadan Ocak 2014'te öldü.)

8 Ekim 1990'da Mescid-i Aksa katliamında ise 22 kişi şehit edilirken 200 Müslüman yaralandı. Bir başka katliam 1994'te El Halil kentinde düzenlendi. Tarihi İbrahim Camii'nde eline silah verilen yahudi yerleşimci Baru Goldstein Sabah namazı kılan Filistinliler'in üzerine makineli tüfekle ateş açarak 29 kişiyi öldürdü.

18 Nisan 1996'da İsrail'in "Gazap Üzümleri" adını verdiği saldırıda ise Lübnan'daki Barış Gücü'ne sığınan yüzlerce sivil katledildi. Barış gücü dâhil kimseden hesap sorulmadı.

Şubat 2006'da yapılan Filistin seçimlerinin ardından İsrail önce Gazze'ye siyasi ve ekonomik yaptırım uygulamaya başladı. Ardından Gazze'yi havadan, karadan ve denizden ablukaya aldı. İnsan ve ticari mal giriş çıkışı kıstı. İsrail'in Aralık 2008 - Ocak 2009'da 22 gün boyunca sürdürdüğü "Dökme Kurşun" operasyonu'yla da bütün yaşam kaynakları kurutulan Gazze'de tarım arazileri, okullar, iş yerleri ve yüzlerce ev yerle bir edildi.

2010 Mayıs ayında 6 uluslararası sivil toplum örgütüİHH İnsani Yardım Vakfı ve onun Başkanı Sayın Fehmi Bülent Yıldırım Bey'in öncülüğünde bağışlarla temin edilen 6 bin tonluk insâni yardımı Gazze'ye ulaştırmak için yola çıkılmıştı. Filo'da yüzlerce aktivistin yanısıra, milletvekilleri, 60'ın üzerinde uluslararası basın mensubu da yer almıştı.

Filonun 31 Mayıs 2010 günü uluslararası sularda İsrail haramileri tarafından yolu kesildi. Amiral Gemisi Mavi Marmara'ya helikopter ve botlardan çıkartma yapan İsrail komandoları gönüllüler tarafından sopalarla dövülmeye başlayınca (ağlayan komandolar) askerler silahlarına sarılarak silahsız insanlara karşı katliama başladılar. 66 kişi askerlerce vuruldu. 10 kişi şehit olurken, 56 kişi de ağır yaralandı.

(Daha sonra Türkiye'nin baskısına dayanamayan Başbakanları Netanyahu Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak özür diledi ve 20 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kaldı.)