25 Nisan 1915 Çanakkale Kara Savaşları (1)

18 Mart 1915'te donanması kesin bir şekilde mağlup edilen düşman, bu bozguna rağmen yenilgiye doymamıştı. İngiltere Savaş Kabinesi, Çanakkale deniz savaşında ağır hezimete uğrayan Churchill'in muhalefetine rağmen Çanakkale'de 25 Nisan'da kara harekâtı başlatılmasına karar verdi.

Bunun üzerine Enver Paşa kara savaşları için Çanakkale'yi savunmak üzere 28 Mart'ta 5. Orduyu kurarak komutanlığına Alman Generali Liman von Sanders'i, 5. Ordu Kurmay Başkanlığına Kâzım İnanç'ı, 5. Ordu Harekât Şûbe Müdürlüğüne Mümtaz Aktay'ı, 5. Ordu Komutan Emir Subaylığına ise Ekrem Rüştü Akömer'i getirdi.

Ayrıca Çanakkale'de Kuzey Saha Komutanlığına 3. Kolordu Komutanı Esat Bulkat Paşayı, Güney Saha Komutanlığına Mehmet Vehip Paşayı görevlendirdi. Diğer generallerbu iki paşanın emir komutasında olacaktı, hatırı sayılır bir sayıya sahip olan albay ve yarbaylar da generallerle çalışacaktı.

Düşman kuvvetlerine ise; 18 Mart faciasını Phaeton adlı savaş gemisinden an be an seyreden ve günlüğüne: "Beceriksiz diplomatların telkinleriyle sanıldı ki Gordion'un kördüğümü misali yaşlı Türk Devleti bıçakla kesilmiş gibi ikiye bölünüp dağılacak" diye not düşen İngiliz General Sör lan Hamilton kara savaşlarına komuta edecekti.

Düşman önceden duyurduğu gibi 25 Nisan 1915 tarihinde sabahın erken saatlerinde Seddülbahir Bölgesinde tesbit ettiği beş plaj bölgesine; Pınariçi Koyu, İkiz Koyu, Tekke Koyu, Ertuğrul Koyu ve Morto Koyu doğusunda Eski Hisarlık Tepe önündeki sahil'e donanma ateşi desteğiyle 10 tabur askerle aynı anda çıkartma yapmaya başladı. Düşmanın çıkartma yaptığı bölgeleri ise sadece 26. Alayın 3. Taburu savunmaktaydı. Buna rağmen 10 kat fazla düşmana geçit vermedi.

Yarbay Hâfız Kadri'nin Komutasındaki 26. Alay'ın 3. Tabur'unun başında bulunan daha sonra Doğu Cephesi, Galiçya ve Filistin Cephelerinde yararlılıklar gösterecek olan Şam'lı Binbaşı Mahmut Sabri Bey 32 saat boyunca düşmana cehennemi yaşattı. 7000 kişi ile çıkartma yapan düşman, Fransız Tugay Komutanı General Napier'den başka 3'ü tabur komutanı 6000 ölü bıraktı. Düşmandan sağ kalan 1000 kadarı ise denize sadece 10 metrelik mesafede tâbiri câizse kafalarını kuma gömerek kıyıya tutunabildi.

Diğer taraftan Ertuğrul koyuna çıkarma yapan düşman, savaş gemilerinden attığı 4.650 top mermisiyle dövdüğü hâkim sırtlardaki Türk savunmasını çözemedi, üstelik askerlerimizin yoğun atışlarıyla çıkarma yapan düşman kuvvetlerine o kadar çok zayiat verdirildi ki, İngiliz gözlem uçağı pilotu SamphsonErtuğrul Koyu'nun kırmızıya büründüğünü rapor etmişti.

Aynı gün idâresindeki Alay'ı ile takviyeye gelen 25. Alay Komutanı Yarbay Mehmet İrfan Durukan'la birlikte gece yapılan taarruzla Seddülbahir - Zığındere'ye çıkan düşman tugayı, Türk topraklarına ayak bastığına pişman ettirilerek geri püskürtüldü. Üstelik yeri göğü inleten tekbir sesleriyle Mehmetçiğin saldırıları gece boyunca devam etti. Geceyi yırtan gökgürültüsünü andıran çatışmalarda düşman tamamen denize döküldü. Plaj temizlenmişti. Fakat Ertuğrul Koyu ile Eskihisarlık ve Teke Koyu kıyılarından düşman sökülemedi

Arıburnu Muharebeleri ise, yine 25 Nisan'da düşmanın Avustralya'dan devşirip getirdiği Anzak Kolordusu'nun Conkbayırı ile Kocaçimen mevzileri üzerinden Gelibolu'nun en dar yerinde kontrolü sağlamak amacıyla yaptığı çıkarma ile başladı.

Böylece, düşmanın Seddülbahir Bölgesinden Alçıtepe üzerinden gelecek başka birliklerle Eceabat'ta birleşerek Gelibolu Yarımadasını ele geçirme planı 25 Nisan sabahı 04.30'da Kabatepe kuzeyinde sarp bir koya Anzak Kolordusundan 1 tümenin çıkarma yapmasıyla fiilen başlamış oldu.

Sarp bir koya çıkarma yapılma ihtimali zayıf olduğu için burada sadece 27. Alayımızın bir bölüğü vardı ve düşmanı karşıladı. Ancak düşman, zayıf ateş karşısında rahatça ilerleyerek 07.00 gibi Conkbayırı'nın güney yamaçlarına ki Düz Tepe'ye kolayca ulaştı. Direnen bölüğümüz tamamen erimişti.

Saat 08.00'de bağlı olduğu 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey'den taarruz izni alan 9. Tümenin 27. Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Aker Bey ilerlemesini sürdürerek Kanlısırt'a kadar gelen düşmanın güneyine olanca gücüyle taarruza geçti. 27. Alay'ın canını dişine takmış bu hücumu çok sert başlamıştı.

Ancak, ordumuzun ihtiyatı olan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Atatürk kuzey yönden de taarruz yapılmazsa düşmanın durdurulmasının zor olacağını gördü ve Emir Subayı Abbas Kâzım'ı göndererek 19. Tümen Kurmay Başkanı Binbaşı İzzettin Çalışlar ile üç Kurmay Başkan Yardımcısı Üsteğmenler Vahit, Hayri ve Rıfkı Beyleri hemen karargâh çadırına çağırdı. Yaptığı kısa müzâkere neticesinde inisiyatif kullanarak müdâhale kararı aldı. Derhal kendisine bağlı Hüseyin Avni Komutasındaki 57. Alayı sıcak çatışma bölgesine sürerek düşmanın kuzeyine taarruz emri verdi. 57. Alayın kahramanca taarruzu düşmanı durdurmaya yetti.

Bu yerinde bir karardı. Eğer Mustafa Kemal taarruz için Ordu Komutanından gelecek izni beklese dakikaların önemli olduğu nâzik durumda belki de geç kalınacak, böylece durdurulamayan düşman hâkim tepeler Conkbayır ve Kocaçimeni ele geçirerek boğaz yolunu açmış olacağı gibi düşmanı karşılayan Seddülbahir'de ki ordumuz kuzeyden kuşatılmış olacaktı.

Bu durum, Atatürk'ün 19. Tümeni'nin bağlı olduğu 3. Kolordu Komutanı Esat Bülkat Paşa'nın gözünden kaçmamış, Kurmay Başkanı Fahrettin Altay ve Harekât Şûbe Müdürü Ohrili Kemal Beylerle yaptığı fikir birliği ile Mustafa Kemal Bey'in ihtiyat kuvvetlerinden çıkartılarak muharip kuvvetlere dâhil edilmesini kararlaştırmışlar, Harbiye Nâzırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa bunu saatler içerisinde hemen onaylamış, yetmemiş yarbaylıktan albaylığa terfi ettirilmesi emrini vermiş (1 Haziran'da yeni rütbesini takacaktır) oda yetmemiş başta 27. Alay olmak üzere çevredeki pek çok muharip gücün kendisine bağlanması emrini vermişti.

Mustafa Kemal Atatürk, başta 27. Alay olmak üzere kendisine bağlanan yeni muharip güçlerle 5 bin kişilik kuvvete ulaşmış, aldığı emir gereği saat 16.00'da da taarruza geçmiş, kendisinden üç kat fazla düşmanı püskürtmeyi başarmıştı. 15 bin kişilik düşman kuvveti bu taarruz karşısında yoğun donanma ateşi desteği ile kıyıda ancak tutunabilmişti. Mustafa Kemal durmadı taarruzlara gecede devam etti. Bu durum İngiliz Kolordu Komutanını telaşlandırdı. Askerini tekrar gemilere almak istedi. Ancak daha fazla zayiat veririz endişesiyle vazgeçti. Zâten yeni destek istemişti.

Ertesi gün 26 Nisan'dı. Yeni takviyelerle güçlendirilen Mustafa Kemal'in 19. Tümenine 27 Nisan günü taarruzla düşmanı denize dökme emri verildi. Mehmet Şefik Bey'in 27, Yarbay Ahmet Şevki Bey'in 33, Binbaşı Hüseyin Avni Bey'in 57, Binbaşı Mehmet Servet Bey'in 64, Binbaşı Mehmet Münir Bey'in 72 ve Binbaşı Saip Bey'in 77. Alay'larından oluşan 19. Tümen'e 39. Topçu Alayımız'da Binbaşı Halit Gâlip Bey'in komutasında destek verecekti.

Sabah saatlerinde başlayan Türk Taarruzu büyük bir azimle gece geç saatlere kadar aralıksız sürdü. Çok şiddetli cehennemî çatışmalar yaşandı. Gözüpek kahramanlarımız aslanlar gibi saldırdı. Ancak Seddülbahir'den 4 tabur Anzak askeri takviyesi alan düşman, saatte 1.420 top mermisi atan donanmasının şiddetli atış desteği ile kıyıda tutunabildi.

Bu taarruzda binlerce askerimizle birlikte 33. Alayın çok değerli komutanı Yarbay Ahmet Şefki Bey de şehit oldu. Yerine geçmesi gereken 33. Alayın Tabur komutanlarından 1. Tabur Komutanı Binbaşı Faik Bey'in de şehit olduğu öğrenilince, 2. Tabur Komutanı Binbaşı Rüştü Bey Alay Komutanı oldu. 3. Tabur Komutanı Binbaşı Besim Bey'de yaralanmıştı.