Yaşlı adam oğlunu yanına çağırır;
"Evlat bir tavuğumuz çalınmış.
Git o hırsızı bul ve cezasını ver!.." der. Oğlan baştan savma başını sallayarak, "Tamam baba. Hallederim" diye cevap verir.
İçinden:
"Yahu yüzlerce tavuğumuz var. Bir tanesi çalınmış; işim gücüm yok, tavuk hırsızı peşinde mi koşacağım" diye hayıflanır.
"Tavuğu çalanı buldun mu oğlum Cezasını verdin mi" diye sorar. Oğlan ellerini iki yana açıp, "Ya sabır" der odadan çıkar.
"Yahu koca keçi gitti!İhtiyarın derdine bak!..
Bir kart tavuğun hesabını soruyor" diye de söylenir…
***Kısa bir süre sonra çiftliğin en verimli ineği de ortadan kaybolur.
"İnek gitti baba!.." diye feryat eder çocuk.
Baba, sakince sorar:
"Tavuğu çalanı buldun mu Cezasını verdin mi"
***
Nihayet, çiftlikte ne varne yok hepsi çalınır. Buğday ambarı bomboş, ağıllar tenha kalır.
Her seferinde dehşet ve telaş ile durumu babasına haber veren delikanlı hep aynı soru ile karşılaşır.
"Kart tavuğu çalanı buldun mu Cezasını verdin mi.."
***Günün birinde, delikanlı kan ter içinde babasının yattığı döşeğin başına gelir.
Yaşlı adam çok ağır hastadır artık. "Baba" der, Delikanlı,
"Kız kardeşim ortada yok!.. Kaçırmışlar!.."
Ölüm döşeğindeki ihtiyar anlaşılır, anlaşılmaz bir hırıltı ile sorar;
"Tavuk hırsızını yakaladın mı Cezasını verdin mi"
Tavuk çalınalı aradan yıllar geçmiştir.

14