Mütekabiliyet esas...

Liselinin biri, Atatürk'e hakaret etmiş.

Üstelik imam hatipli...

Bulunmaz fırsat!

"El kadar üniversite öğrencisi internette Cumhurbaşkanı'nın ölmüş annesine küfretti de kıyamet mi koptu" ekibinin gerçek yüzü nasıl da çıkıverdi ortaya...

"İfade hürriyeti" denilen şeyi keyiflerine göre sağa sola çekebildikleri nasıl da faş oldu...

Hedef Erdoğan olunca, hayızdan nifastan kesilmiş kokonaların, alkolizmle birleşen orta yaş semptomlarıyla nasıl başedeceğini şaşıran pavyon solcusu koca kazıkların her türlü iftirayı atması...

Bütün yakınlarına isim isim sövmesi...

Ve hatta hızlarını alamayıp, torunlarının parçalanarak öldürülmesi için çağrı yapması bile ifade hürriyeti değil miydi size göre

Belli ki eğitilmemiş, cahil bir ergenin...

Üstelik sizin mahallenin uğraşlarına heves ederek çektiği video ile Atatürk'e ettiği hakaret, nasıl birden bire cumhuriyeti yıkma girişimi oldu

Bu akrebi siz beslediniz...

Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'na ya da muhalefet kanadından edilen hakaretler de aynı meselenin içinde.

Resmen yalvardık, "Bu pus dağılır ama elimizde kalan ahlak, onur, haysiyet tanımayan bir nesil kalır" dedik.

Dinlemedi.

Eline hangi iftira tutuşturulursa, hangi hakaret sosyal medyada daha çok etkileşim alırsa, nimet bildi, kullandı...

Hatta Meral Akşener bile, hadi günahını almayalım, kendi hakaret etmedi ama eden her ismi koruyup kolladı.

Ve bugün gelinen noktada yaşadıklarını benzetmediği ne zehir içmeler kaldı ne de kıyma makinasından geçmemeler...

İşin kötü tarafı şu ki, durumun vahametinin farkında olsalar da, derslerini aldıklarına dair en ufak bir emare yok.

Bir kitleyi ajite etmek için dün hakaret ve iftirayı normalleştirdiler...

Bugün o kitlenin iftira ve hakaretlerine maruz kalıyorlar...

Bugün ise fonladıkları medya eliyle bu bozulmadaki sorumluluklarını da yine "Erdoğan yüzünden, bizi kutuplaştırdı" diye başka bir kitle gözünde tevile kalkıyorlar...

Demek ki yarın da benzeri çarpıtmalarla, işlemedikleri suçları bu kitle kendi sırtlarına bindirecek.