Ailede mutluluk şifreleri

İslâm dininin aileye verdiği önemi daha iyi kavrayabilmek için İslâm'dan öncesine kısaca bir göz atarak mukayesesinin yapılması gerekir.

İslâm'dan önce Arap toplumunda kadın, pek çok haklardan mahrum idi. Miras hakkı yoktu. Kötülüğün sembolü olarak düşünülürdü. Bir kızın doğumu Araplar arasında üzüntü ve kederin kaynağı kabul edilirdi. Onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün bilemezdi. Kızlarını diri diri toprağa gömmek bir kız babası için övünç vesilesi olurdu. İşte böyle bir ortamda İslâm dini cahiliye âdetlerini ortadan kaldırarak kadınları gerçek hüviyetine kavuşturmuştur.

Dünyada her şeyin bir esası ve bir temeli olduğu gibi, milletleri teşkil eden cemiyetlerin temeli de ailedir. Ailenin temeli de ailenin bireylerini teşkil eden kadın ve erkektir. Ailenin oturduğu esaslar ise, kadın ve erkek arasında mütakâbil hürmet ve muhabbetle devam eder.1

Aile hayatı sadece dünyada devam eden bir hayat değildir. Bu birliktelik ahirette de esas olan bir hayat olduğu, Bediüzzaman tarafından da şöyle ifade edilmiştir: "Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münâsebet, muhabbet ve alâka, yalnız dünyevî hayatın ihtiyaçlarından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refîka-i hayattır."2

O halde refîka-i hayatını rahmet-i İlâhiyenin mûnis, latif bir hediyesi olduğu cihetiyle sevilmesi ve muhabbet3 edilmesi gerektiği anlatılmıştır. Bu muhabbet de hüsn-ü sîret ve mâden-i şefkat ve hediye-i rahmet üzerine bina edildiği4 ve bu münasebetle birbirlerine hürmet ve muhabbet diğerine hürmeti ve muhabbeti iktiza eder.

Bütün ailelerde erkek ve kadın eğer İslâm terbiyesiyle yetiştirilirse o ailede Kur'an ahlâkı hakim olur. Böylece âilelerin meydana getirdiği topluluklar ve bu toplulukların meydana getirdiği milletler sağlam temeller üzerine oturmuş olur.

Cenâb-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: "Onlar sizin için (fenalığa karşı koruyucu) birer elbise ve siz de onlar için birer elbisesiniz."5

Bu âyete Elmalı şu manayı vermiştir: "Bu bir istiareyi beliğadır. Tasrih edilecek olursa mana şu olur: İki nokta-i nazardan böyle birbirinizin elbisesi mesabesindesinizdir: bir taraftan elbise gibi yekdiğerinize sarılır sarmalaşırsınız, diğer taraftan elbisenin ayıpları örtmesi, soğuk ve sıcaktan koruması gibi her biriniz diğerinin halini setreder. İffetini muhafaza, fücurdan vikaye eyler."6

İslâm dininde aile binası üç ana unsur üzerine kurulmuştur. Bu ana esaslar, aileye huzur, güven ve saadet temin eden manevî temel unsurlardır. Bunlar, Cenâb-ı Hakk'ın insanlara bahşettiği sonsuz rahmet ve nimetlerin neticelerindendir. Bu üç ana unsurlar şunlardır: