Davet eder ve davetlere icâbet ederdi

Allah Resûlü (asm) çok misafirperver bir insandı. Sofrasında misafir eksik olmaz, bizzat kendisi onlara hizmet eder ve misafirini kapıya kadar geçirirdi. Ramazan geldiğinde kendisi iftara çağırmakla kalmaz ashâbını da bu konuda teşvik ederdi.

Suffe talebelerinden Vâsile bin Eskâ anlatıyor: "Ramazan aylarından birinde Suffe'de bulunuyordum. Sahâbîler bizi aralarında bölüştürerek misafir ederlerdi. İftara yakın yanımıza gelir, bizi birer ikişer alıp evlerine götürür, yemek ikram ederlerdi. Ramazanın ilerleyen günlerinde bir akşam nasılsa hiç kimse bizi iftara götürmedi. Ertesi gün aç karnına oruç tuttuk. İkinci akşam yine gelen olmadı. Açlıktan bitap düşünce Allah Resûlü'ne giderek durumumuzu anlattık. Halimize çok üzülen Allah Resûlü tek tek bütün eşlerinin evine haber göndererek evde yiyecek olup olmadığını sordurdu. Eşleri yemin ederek, yiyecek hiçbir şey olmadığını hatta kendilerinin bir lokma dahi yemediklerini söylediler.

Allah Resûlü bize: Toplanın! buyurdu.

Bir araya toplanınca: Allah'ım! Senin fazlın ve rahmetinden istiyoruz. Her şey Senin elindedir. Senden başkasının hiçbir şeye gücü yetmez, buyurarak bizim için dua etti. Çok geçmeden bir adam Allah Resûlü'nün huzuruna girmek için izin istedi. İçeri girdiğinde onun kızarmış bir koyun ve et getirdiğini gördük. Allah Resûlü adamdan koyunu bizim önümüze koymasını istedi. Biz de oturup doyana kadar yedik. Hz. Peygamber (a.s.) bize dönerek: