Bir raporun düşündürdüğü

Türkiye'nin en önemli kurumlarının başında Diyanet İşleri Başkanlığı gelmektedir. Çünkü toplumu din konusunda aydınlatma ve topluma dinin gerçeklerini öğretmekle yükümlü olan kurum Diyanet'tir.

Diyanet, topluma bir projeksiyon gibi yön vermek ve topluma örnek olma sorumluluğu vardır. Bir başka ifade ile Hz. Peygamber (a.s.)'in dini hayatını topluma örnek olarak sunma görevini üstlenen bir kurumdur.

Bu hususta Bediüzzaman Hutbe-i Şamiye adlı eserinde bu gerçeği şöyle ifade eder: "Kalbin sadefinde din-i hakkın cevheri bulunmazsa, beşerin başında maddi manevi kıyametler kopacak ve hayvanların en betbahtı, en perişanı olacaktır."1

Din görevlilerinin ve Diyanet çalışanlarının durumu ile ilgili Diyanet-Sen tarafından bir anket yayınlandı. Bu anket sonuçları, Diyanet-Sen Başkanı tarafından Diyanet İşleri Başkanına takdim edildi. Bu ankette çok çarpıcı ve bir o kadar da düşündürücü sonuçlar çıktı.

Anket sonuçlarının da yer aldığı rapora göre, "Diyanet, Türkiye'de İslam Dini'ne ilişkin en etkin ve saygın kurumdur" diyen personelin oranı yüzde 68'de kaldı. Diyanet çalışanları içinde, "Diyanet'te torpil, iltimas ve kayırmacılık yoktur" diyebilenlerin oranının ise yalnızca yüzde 7 olduğu bildirildi. Diyanet'te torpil olmadığı yönündeki söylem karşısında kararsız kalanların oranı ise yüzde 13 ile ifade edildi. Ankete katılan Diyanet çalışanlarının 35'inin, "Seçme hakkım olsa başka devlet memurluğuna geçmek isterim" görüşü de dikkati çekti.

Kullanılmayan izinler

Rapordaki çarpıcı tespitler bunlarla da sınırlı kalmadı. Diyanet çalışanlarının yüzde 45'i, yıllık izinlerini kullanamadığını öne sürdü. İzinlerini kullanamayanların yüzde 26,7'sı, "Yöneticilerin izin kullandırmada zorluk çıkardığını" savundu.