Kısıtlı!

OMUZLARINDA son model tüfekler, bellerinde her türlü kesici alet, ellerinde dürbünler ve her tarafa yerleştirilmiş tuzaklarla hayvanları katletmenin adı "avcılık sporu!" Spor dediğin yürek işidir, hiçbir sporda böylesine bir silahlanma ve tuzak yoktur. Avcılığı spor olarak kabul eden tek başına ormana dalsın, silahsız ve erkekçe! Gücü yetiyorsa istediği kadar hayvan avlasın ama av olmayı da göze alsın. Ama ormanda bir insanı öldüren hayvan katil muamelesi görür, öldürülmek üzere izi sürülür. Su içmeye nehre inen geyikleri bile dürbünlü silahlarla öldüren insanlara ödül verilir. İnsanları diğer canlılardan ayıran da budur zaten; önü alınmayan vahşet! Hiçbir hayvanın mağarasında öldürdüğü insanın kafası "süs eşyası" olarak asılamaz. Ama insanların evlerinin salonlarında hayvan kafaları gurur tablosudur. Öldürdükleri hayvanları ormana bırakmayı avcılığın diğer hayvanlara "sadakası" gibi gösterenler var. Hiçbir hayvan başka hayvanı avlamak için insandan yardım dilenmez ve hiçbir hayvan bir hayvanı insanın katlettiği gibi katletmez. Su içmeye inerken vurulan geyiklerin insan kanı içme ihtimali yoktur ama öldürdüğü geyiğin kalbini çıkarıp "oracıkta" tadına bakan avcıların görüntülerini izledim. "Kana susamak budur!" dedim. Kan dökmenin kan vermekten değerli sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz artık. Kötülüklerin arkası sağlam! Hayvan sevmeyi sadece mama dağıtmak gibi görenler var. "Dürbünlü tüfeklerin yasaklanması için kampanya başlatsam" ticaret hukukuna uygun bulunmaz, "bizler o tüfekleri spor olsun diye satıyoruz" diyenler karşıma dikilir. Çünkü bu dünyada özne paradır. Ama bütün insanlar tabiat ortamında bile hayvanların canına zerre kadar saygı duyulmadığını bilsinler. Hayvan hakları için gerçekten mücadele verenler de o mücadelenin bir kısmını "spor yapan" avcılara ayırsın ve haykırsınlar. "Sizin sporunuzu yesinler!" Ne acıdır ki katliam devam ediyor ve her yıl yeni model tuzaklarla avcılar "sportif" gösterilerini ihtişamla sürdürecek! Acaba kedileri köpekleri o tüfeklerle öldürmedikleri için mi