Yoksul ama onurlu bir hayatı tanımış ve çok sevmiştim. Merhamet, vicdan, haysiyet gibi değerler hafızalardan silinmemişti daha! Şimdi teknoloji ve paranın özne olduğu hayatta en değerli gerçektir yalan. Doğrudan artakalan değildir yalan, bir yılan gibi insanların koynuna sokulur ve zehirler. Paranın ve yalanın dili her şeyi susturdu. En kullanışlı cümleler yalanlardan oluşurken, eski güzellikler şimdiki zamanın kötülüklerine kurban edildi. Biliyorum ki bu dünyada kötüler günü kutlansa yer yerinden oynar, iyiler gününde kaynar sular dökülür iyi insanların başından.
***
Serveti onuruyla bilinen insanlar tanıdık, ne iş yaptıklarının önemi yok, onların apoletleri yüreklerdeydi. Ne zaman isimleri geçse rahmet okuruz. Aç yattılar açıkta yattılar ama kimsenin ekmeğine göz dikmediler, hapiste yatmak uğruna bile söylediklerini inkar etmediler. Asla yalan söylemedikleri çocuklara da insanlık yasalarını öğrettiler; "namuslu bir insanın boğazından tek lokma haram geçmez!" diye.
***
Aynı çocukluğu yaşamış bir adamla hafta sonunda bir sohbetim oldu. Adam emekli, adamın umudu yok ama zulasında beklemediğim bir bilgelik var. Gençliğinde çok kitap okumuş şimdi mahalle aralarında sigara böreği satıyor. Ruhunu satmıyor ya! Hayatın ruhani yanına yaslanmıştı gönül dilinden ötesi yalandı onun için. Onda umut yok da bende var mı Bende de yok! Çünkü kötü insanların yeniden iyi olma ihtimali kalmadı. Para inancı ve insanlığı yendiği içindir ki, haram bile helaldir artık! Yalan mı
***
İnsan gerçekleri ne zaman fark eder Toprağın dibine bir karışlık mesafe kaldığında mı, ölüm kapıyı çaldığında kendine söyleyecek yalanı bile kalmadığında mı Bunun cevabını da bir gün verecektir hayat! Ekmekle oynayacak kadar alçak, yalan yere yemin edecek kadar haysiyetsiz insanlarla işim olmaz! Hırsızları da sevmem, yalancıları da. O yüzden delilerden aldığım akılla yazıyorum yazılarımı. Hafızaların itinayla silindiği bir ülkede varsın bizim gibileri deli bilsinler.

10