Sonuncu kare!

BAZEN karşıma çıkan insanlarla sohbetim oluyor da "gülmeyi unuttuk biraz komik şeyler yazın" diyenler çıkıyor. Ben de "içi kan ağlayanların yüzünün gülmesi için formülünüz var mı" diye soruyorum, "onu da siz düşünün" diyorlar.
Birkaç yıl önce biri "sizin kaleminiz kuvvetli bu işi iyi becerirsiniz" demişti de "mizah dergileri bitti de ben mi kaldım" dediğimde gülümsemişti.

Eskiden harika mizah dergileri vardı, güldürürken düşündürür, adaletsizliği ve vicdansızlığı da harika biçimde aktarırlardı.
Haksızlıklar için mizah önemli bir şeydir. Hafızalardan silinmemesi gereken filmleri hatırlatır. O yüzden bugün ben çizdim kareleri ve ben doldurdum konuşma balonlarını.
Okulunun önünden geçerken kendisine çarpan otomobile karşı "kusurlu" bulunan 10 yaşındaki Sara Nas Çorlu'yu unutturmamak için.

Birinci kare: Okulunun önünden karşıya geçen 10 yaşındaki Sara Nas Çorlu, kendisine yol vermesi gereken ve süratli biçimde gelen otomobile çarpıyor!
İkinci kare: Kız çocuğu şiddetli biçimde savruluyor. Konuşma balonunun altında dipnot var. 'Kim kime çarptı" Üçüncü kare: Yerde yatan kıza dönüp bakmayan takım elbiseli adamlar otomobile koşuyor.
Dördüncü kare: 10 yaşındaki kız çocuğu yerde yatıyor.

Beşinci kare: Adamlar otomobilin her tarafında hasar tespit kontrolu yapıyorlar, "çok şükür arabaya bir şey olmamış" diyorlar.
Altıncı kare: 10 yaşındaki kız çocuğu hala yerde.
Yedinci kare: Takım elbiseli adamlar sürücüye soruyorlar "bir şeyiniz yoktur umarız!" Sekizinci kare: Hala yerde yatan kız çocuğunun başında okuldan gelen birileri var. "Ambülans" diye bağırıyorlar.

Dokuzuncu kare: Takım elbiseli adamlar kızgın bir şekilde kız çocuğunun yanına geliyorlar.
Onuncu kare: Ambülansa bindirilen kızı azarlıyorlar. "Dua et ki otomobile bir şey olmamış. Yoksa yanmıştın!" Sonuncu kare: simsiyah!

Benden komik şeyler yazmamı bekleyenlerden birinin söylediği bir söz vardı, onu da hatırladım.
"Sizin yelelerine güneş taktığınız atlarınız vardı onları da vurdular mı" diye sormuştu.