Sadece özlem!
SOSYAL medya şeytanın kontör yüklediği, meleklerin mucize beklediği teknolojik bir arenadır. Ya da hiçbir şey olmayanların kendilerini her şey zannettikleri bir mezbaha! Az kullanılmış hayatlara karşı çok kullanışlı kötülükler dünyası!
Zarafet ayağa kalksa vuruluyor, ayaklar altına alınması gereken kötülüğün başı göğe eriyor. Sırtı sıvazlanan cehalet de nefretin her halini acımasızca sergilemekte sakınca görmüyor.
İletişimin genişlemesiyle nefretin büyümesi arasındaki ortak paydanın tercümesi; teknoloji insanların içindeki kötülüğü açığa çıkarmıştır. O yüzden yeniden açılsa perdeler, "o eski insanlar nerdeler" adlı bir film çekilse kimse izlemez. Ahlaksızlık endüstrisinin finanse ettiği filmlerde roller de kapış kapıştır biletler de!
Nostaljiyi her zaman teknolojiye tercih ettim. Nostalji iplerine tutunduğum dalları olmayan bir salıncaktı. Kapı önü sohbetleri.
Toplumu ayakta tutan değerler demeti. Buruşuk ama lekesiz gömlekler. Unutulmaz şarkılar.
Nostalji ülke bütünlüğüydü, huzurdu, insanlığın ve kardeşliğin her hali.
Bizler mahalle ortasındaki düğünleri sevdik, cebimizde unuttuğumuz sinema biletlerini.
Takım tutsak da kin tutmamayı.
Kan aranıyor anonslarına koşarak gitmeyi. Adaleti merhameti, her şeyden önemlisi geride bıraktıklarımızı hiç terk etmemeyi, O yüzden çaresiz kaldığımız zamanlarda elle yazılmış mektuplarımızı şişelerin içine koyuyor denize atıyoruz. Kimse bulamasa da deniz kabukları kulak misafiri olur diye. Çünkü elle yazılmış mektuplarda kalemin de sesi vardır yüreğin de.
Para için ölenlerde insana özgü ipuçları arandığında bütün deliller onların aleyhine çıkar ki; onların insan mezarlığında bile yerleri yoktur. Ama meslek onurunu satıp, hak etmeden kazanılmış parayla villada oturmak, lüks otomobile binmek, haysiyetin anlamını hiçe sayacak kadar erkekçe gösteridir bu topraklarda.
Oysa çocukluğumuzda bir pembe vapurdu hayat. Onurlu sevda yolcularını taşırdı da şimdi tüm seferleri iptal. Ve bizler de sadece özlem duyuyoruz o güzel yıllara.
MUTLULUK TAKVİMİ