Son zamanlardaki panik atak halleri, dostlarımın benden endişe etme vaziyetleri falan vız geliyor. "Zaten gereğinden fazla yaşadım" diyorum. Çocukluğumdan beri çilenin kralını çektim, şimdi Kafka'ya mektuplar yazıyor, anılarımı daktiloya çekiyorum. Karşıdan karşıya geçerken defterimden sildiğim zavallı insanlar geliyor gözümün önüne, gülüp geçiyorum. Bin tane şarkı yazdım da varsın tarihe başkaları geçsin!
***
Çağrıldığım davetlere gitmiyorum. İntihar eden sonbahar yapraklarını acil servise götürüyorum. Bana deli gözüyle bakıyorlar. Aklımı kullansaydım çok başka yerlerde olacağımı bildiğim için deli olmakla gurur duyuyorum. Akıllı geçinenlerin yüz ifadelerinin arkasındaki karanlık gölgeleri görebiliyorum.
***
Şu sıralar hasta bir yakınımı kurtarmak için çabalıyorum. Onunla birlikte tehlikede olan diğer gençler için de mücadele ediyorum. "Her mahalleye bir torbacı lazım" diye düşünenler hedefine ulaştı, şimdi klip bile çekiyorlar. "Uyuşturucu baronlarının kariyerine bariyer olmak ne haddime" demiyorum. Yaşadıkça yazacağım, duyulmadıkça haykıracağım! "Uyuşturucuyu satan da sattıran da şerefsizdir!"
***
35 yıldır kelimelerden kurduğum aynı evde yaşıyorum. Tırnak içinde yavru kedilerim var, parantez içinde sokak köpeklerim. Güz bahçelerim de var söz bahçelerim de. Elim kalem tuttuğundan beri bütün canlılara gözüm gibi baktım. Hala ilkokul öğretmenlerimin verdiği "Hayat Bilgisi" ödevinin derdindeyim. Hala çocukları taşıyor yük trenlerim. Ama onların sırtına bindirilen yüklerin hafifletilmesi için kimsenin bir şey yapmadığı tarafımdan görülmüş, şeytanın kara kutusu cep telefonları ve elektronik sigaralarla çocukların defteri dürülmüştür.
***
Namuslu insanların yüzündeki mücadele izlerinin, dizilerdeki züppelerin bakışı kadar değeri olmamasını toplumdaki istikrara bağlıyorum. Şehvet borsasındaki yükselişi magazin ekonomisine destek sayıyorum. Ben de inatla büyüklerimi sayıyorum "bir, iki, üç." Küçüklerimi seviyorum, "bir milyon, iki milyon, üç milyon."

									
								
									4