Kadınlar için!

Deniz kenarında birkaç dakikalığına yaşamak gezintisine çıkan bir kadını öldürdüler gördüm.Suçu martıların üzerine attılar.Katiller hiç oralı olmadan ağızdan ağıza cigara tüttürüyordu, sadece bir martıya kelepçe taktılar. O sırada güvertesinde halay çekilen yatlar geçiyordu denizden, "durun" diye haykırdım durdular. Durumu anlattım, "kuru iftira" dedi katiller, ıslanmışlardı. Yattakiler de katillere destek kıtasından çıktı. Yürütmeyi durdurma kararı aldım gönlümde durmadılar ama yemin ederim kadını onlar vurdular.

***

Öldürülen kadının cebinden hiç söylenmemiş şarkıların notaları çıktı. Adamların dilinde tecavüz için bestelenmiş şarkılar çoktu. Engerek gibi gülüyorlardı. Birinin dilinin altında jilet vardı, diğerinin elinde bıçak. İkisi bir olup kadını kendilerine çekti, kadın kendini zorbalardan uzağa çekti. "Zaten ölecekti" dedi sapladığı bıçağın kanını yalayan adam! Cigarasından bir duman daha çekti yanındakine verdi. Çevrede toplanan erkekler onlara inanıyordu da ben kadına yanıyordum.

***

Eskiden Sarayburnu'nda kendini denize atanları kurtarmak için hayatını tehlikeye atan adamlar geldi gözümün önüne. "Şimdi nerde o yiğitler" diyerek nasır tutmuş bir düşü uyandırdım. Sevdasını bile kalbine gömen eski zaman delikanlıları, yoldan geçen kadınları gözleriyle yiyen şimdiki zamanın düdük paçalı delikanlılarına bin basardı. Katillerin pabuçları dil çıkardı bana, martının kelepçesini çıkarmadılar hala. Kadınları katledip horlanmayan, tecavüzlerde hiç zorlanmayan abazan erkekler korosu şarkılarına başladılar. Herkes göbek atıp oynuyordu da içlerinden biri çıkıp meseleye parmak oynatmadı.

***

Erkeklerin güçlerini kadınları öldürerek gösterdiği bir ülkede, zorbalığın lale devrindeydi İstanbul. Kıyıları sökülüyordu denizlerin, yerine oteller gökdelenler yapılıyordu. Denize atılan iyiliklerden eser kalmamıştı da kadınlar atılıyordu denizlere. Gözlere de hedefti kadınlar, silahlara da. Üstelik zorbalara denizde karada ölüm yoktu.

***

Kadınlar adına oynanan oyunlar her yerde aynı. Martıların denizlerin üzerindeki çığlıkları da sanıldığı gibi açlığa değil. Onlar insanları işaret ediyorlar. "Arkanızdan gelen herkese güvenmeyin!" diye.

Hele önünüz denizse.

Hele kadınsanız!

10 EYLÜL 2025

Mutluluk Takvimi

Organlarını bağışla.
Kimseye dil uzatma.
Hak yeme!