Güneşin altında yatanlar gibi mısırlar da haşlanmıyorsa artık. Doğan güne sıcak başlanmıyor da ruhumuz üşümeye başlıyorsa. Göçe hazırlanıyorsa kuşlar, sahile vuran denizyıldızları dokunacak el arıyor da karıncalar azalıyorsa git gide. Deniz kıyılarından gitar sesleri duyulmuyor da mutfak pencerelerinde rüzgarın ıslık sesleri duyuluyorsa. Yaz bitti demektir.
***
'Mavi nurdan bir ırmak gölgede bir salıncak' dünyası yerini gelecek mevsimlerin sorgusuna bıraktıysa.
Dökülen yapraklarıyla dansa hazırlanıyorsa sonbahar, o yapraklar kayık olmak için şimdiden adını yazdırıyorsa yağmurlara. Kalbi kırık şarkılar eşliğinde yarım kalan sevdaların hüzünleri başlamışsa çoktan. Ve güneş erkenden kapanıyorsa içine. Yaz bitti demektir.
***
Grup vakti cep telefonlarıyla çekilen fotoğraflarda kaldıysa. Hasat mevsimi geldiyse ve yakılan ayçiçeği tarlalarının dumanları tütüyorsa.
Ağustos böceklerinin konserleri son bulmuş da karıncalar son stoklarının hesabını yapıyorsa. Kavunların karpuzların içi çürük çıkıyor da olgunlaşıyorsa narlar. Yaz bitti demektir.
***
Velilerin eğitim sıkıntıları dışa vuruyor da trafik karmaşasında gitgide yaşanmaz hale geliyorsa şehirler. Başımızda dolaşan "kara bulutlar" geleceği ablukaya almak için sıraya giriyorsa. Güneşin batışındaki sihri arıyorsa fotoğraflar ve şimdiden özleniyorsa o güzelim haziranlar temmuzlar. Kışın kapısını kırmak için sonbaharın ne kadar acele edeceğinin de bir güzel farkındaysak. Yaz bitti demektir.
***
Vitrinlerde yazlık giysilerin çürükleri "indirim" adı altında satılmaya başlandıysa. Sonbahar ve kış sezonları için "etiketler" geçen yıla inat dörde beşe katlandıysa.
Hayal edilenle kabul edilenler arasındaki gerçekler kapıya dayandıysa. Yaz bitti demektir.
***