Hayal satıcısı!

ESKİDEN beni okuyanlar bilir, "Hayal Satan Adam" levhalı bir dükkanım vardı. Çocuklara hayaller satardım gazozlar benden. Bazen özel günlerde dükkanı açıyor, siyah beyaz fotoğrafların tozunu alıyorum.
Saygı ve rahmetle anıyorum mazinin o güzel insanlarını. Çocukların elini hiç bırakmadım zaten.

En çok ilgi gören hayalim; gökyüzünde mahalle maçıydı.
Aydede'nin yanına çıkarmıştım çocukları. Gökyüzünde her şey ışık hızıyla ya, maçın hakemi bir kaplumbağa. Kaplumbağanın sırtında mum var. Yeryüzünden gökyüzüne bakan çocuklar bazı geceler yıldız kaydığını görüyorlar ya aslında o sırada bizim çocukların maçı var ve gol olduğunda kaplumbağa sırtındaki mumla santraya koşuyor. Çocukların dilekleri kabul olsun diye.

Hayallerde bayram sabahları farklıdır. Minik kızlar cicilerini giymiş kapıları çalıyordu yine.
Anneler mendil içinde lokum dağıtıyordu, ev işi limonata. Elinde laptopla 15 yaşlarında bir çocuk girdi dükkandan içeri. "Zamanı değerlendirmek istiyorum" dedi.
Hayallere dalmıştım da şaşırdım, "hangi zamanı" Gelecek zamanı işaret etti çocuk. "Sizden 10 yıl sonrasının hayallerini istiyorum!

Sosyal medyaya bakışım ortadayken, yapay zekanın hırsızlığına kafayı takmışken, Trump ve Netanyahu gibi cellatların "geberme ihtimalleri" de yokken ve her şeyden önemlisi çocuklar için umutlar azalırken, bu çocuğu gelecek yılların karamsarlığından uzak tutmak istedim. "Sana güneşin altında oynanan futbol hayalleri vereyim" dedim, gözleri parladı "olur" dedi. Çocuklara haber saldım, iki taş koydum tek kale maça davet ettim hepsini.
Sokak çeşmeli yıllara götürdüm, dolandırıcı kabadayıların teknik direktörlük yapmadığı, kara para kasalarının yönetici olmadığı ve bahis baronlarının cirit atmadığı yıllara. Üstlerine reklam bile alınmayan formaların asaletine.

Pazarlıksız yılların masum çocukları hayalimdeki yerlerini aldılar, kan ter içinde bitirdiler maçı ne bir kavga ne bir dövüş. Sokak çeşmesinden kana kana su içerken hepsi de babalarından öğrenmişti; önemli olan şampiyonluk değil adamlık.!
Ne kadar umutsuz olsam da çocukların yanında saatimi geleceğe kurdum. Zaman her taşın altından çıkan küstahlara gereken dersi verecektir. Çünkü çocukların dualarının kabul olacağını çocukları seven herkes bilir.

Haysiyete ve dürüstlüğe eyerlenmiş atlar duruyordu kapıda. Çocukları beyaz atlara bindirdim, hepsi de uçtu gitti.