Hatıra defteri

İnsanlara fazla güvenmekten ve yanılmaktan hayatla bağlarımız koptu. Dağlarımız of çekmeden yıkıldı, kader ağlarımızı örümcekler örüyor artık. Bir şeyler hızla bitti. Bit pazarları vardı eskiden, ucuza satılan hayatlar gibiydi eski ayakkabılar ceketler. Şimdi insanlar daha ucuza gidiyor. Namus şeref haysiyet hak getire!

***

Arnavut kaldırımlarını bilirdik İstanbul'un, kibarlığın simgesiydi atılan adımlar. Şimdi yaya kaldırımlarında bile yere tükürüyor koca koca adamlar. Bahçelerde gül bitti, pencere önlerinde fesleğenler gitti. Vicdanlar bile linç duygusuyla takas edildi.

***

Atını iğde dalına bağlayanlar için yazılmış türkülerimiz vardı.
O adamların kendi haline oturup ağlarken, "derdin nedir" diye soranları olurdu ki böyle bir türkü yazıldı. Şimdi kapılarının önüne son model cipleri park edenler yere düşenin üzerine basıyor. İnsanların kanını daha çok emmek için ithal piston peşindeler. Gelecek yaz daha büyük yatlarda halay çekmek için!

***

Bu mevsim iri taneli üzümler olurdu. İnsanlar nakaratlarda buluşurdu şarkıların hüznünde.
Uygun adım işen eve. Seve seve bir hal olurlardı birbirlerini. Yürekler su aldı. Yağmurda ıslandıklarımız kaldı aklımızda, omuzlarına yaslandıklarımız. Aşk için yapılan tanımlamalar da paranın karşısında kendinden geçti.

***

Şimdi zaman plastik zaman.
Şöhretli biri deniz kıyısında yürürse yer yerinden oynuyor, çocuklarının hayatıyla oynayanlara melül melül bakılıyor. Altın tozuna batırılmış yalanlar itibar görüyor artık. İnsanların gözlerine perde inince karanlıklar erken çöker.
Unutulmasın ki bu yazın bir de kışı var!

***

Benim yazdıklarım az çok deli bir adamın hatıra defteri. O yüzden çetelesini tutuyorum hayatın.