ANALARIN babaların çığlıklarını dinliyorum, evlatları gibi gördükleri için; "Hakkı evladım yaz" diyorlar, "şu uyuşturucu meselesinin üzerine gitmekten vazgeçme!". Evlatlarını kurban vermişler ve her biri çaresiz, "yetkililere haykır" diyorlar, "duymuyorlarsa bir daha haykır!"
Haykırmaya gerek duyulmayacak kadar bilinen ve görünen bir tehlikedir uyuşturucu. Hamam böceklerinin bir evi istila etmesi gibi. İstanbul'un neredeyse bütün semtleri torbacı bataklığı.
Bahçelievler merkez üslerinden biri, Merter Tozkoparan, Bağcılar, Güngören, Florya, Ataköy. Neredeyse sokak ortasında tezgahlar açılacak.
Eve yemek siparişi yapan motorlu kuryelerin bazıları uyuşturucu taşıyor, telefonda özel kodlarla verilen siparişlerde "uyuşturucu katkılı pilav" şu sıralar en gözde yemek modeli.
Islak mendil paketleri hala en değerli zula! Endüstri haline gelen uyuşturucu piyasasında ortam müsait.
Uyuşturdukları insanları ölene kadar sömürenlerle bir gençlik gitti, arkasında uzun kuyruklar oluştu.
Uyuşturucu kullananların beyinleri de uyuştuğu için her türlü tehlike büyük. O tehlikenin anlaşılması için aile fertlerinin katledilmesi ya da bir genç kızın kafasının kesilmesi gerekiyor. İzlediğimiz haberler daha büyük felaketlerin anonsları!
Amerikan yapımı diziler, uyuşturucuya davetiye basan yeni moda müzik ve bilinçaltına yüklenen "vur parçala, öldür" mesajları da uyuşturucu üretiminde etkili bir gerçek.
Tedavi şart mücadele zorunlu.
YEŞİLAY çırpınıyor da yeter mi
Uyuşturucu patlaması yaşanırken, uyuşturucu baronlarının balonları bile uyuşturucu taşırken, bu işe kendini adamış insanların gücü de bir yere kadar!
Eğer uyuşturucuya karşı gerçek bir mücadele verilecekse, insanlar bağımlı olmadan verilmeli. Satışların önünün kesilmesi için herkesin bu işe dahil olması ve bu sistemin kökünün kurutulması gerekiyor. Hem görev icabı hem Allah aşkına!
Bizim kavgamız; "bu ülkede okumayan çocuk kalmasın." Baronların hayali; "bu ülkede uyuşturucu kullanmayan çocuk kalmasın!" Kim kazanıyor savaşı
Her sorunun altında 4 cevap şıkkı vardır, bu sorunun altında tek cevap şıkkı. "Uyuşturucu baronları!"
Peki kim kaybediyor
Kaybolanların bu ülkede hükmü yoktur. Hele gençse, hele uyuşturucu kullanıyor diye aşağılanıyorsa! O insanlara "zaten ölmüş" gözüyle bakanlar bir gün kendi çocuklarına aynı gözlerle bakılacağını öğrenecekler ama ne fayda!