Ara sıcak!

ÖFKELERİ sevgiyle kuşatma devri bitti. Küfretmeyi ve öldürmeyi alışkanlık haline getirmiş bir toplum olduk. Bir polis memurunu öldürebilecek kadar ortamı boş bulan ve suç dosyalarından kitap yapılan çakalların özgürlüğü düşünen insanlardan çok.
Hukuk dilsiz yasalar kekeme! Ne oldu memleketime

Görünen o ki ortam müsait hale geldi, herkes birinin canını ya da malını almak için teoriler üretiyor. Her mahallenin çetesi var. Silahlar zulada değil, apaçık ortada. Uyuşturucu fuhuş altın devrinde! Eskiden ayıp olan şeyler şimdilerde gurur!
İstanbul Bakırköy'de bir kafede sipariş alan garsona "yorgan var mı" diye sorulduğunda, birkaç dakika içinde kadın müşteriler masaya geliyorsa.
Hazır sipariş dünyasında, müşteriyle şirket arasında oluşturulan "özel kodla" içine uyuşturucu katılan pilavlar kapıya kadar hizmet veriyorsa, neyi konuşabiliriz!

Bulunduğum mahallede üniversiteli bir genç kız evinde girdiği uyuşturucu krizinin ardından, içtiği sentetik maddenin yanında böcek ilacı bulundu.
Cep telefonunda kendisine mal tedarik edenler de bulundu ama elini kolunu sallayarak dolaşıyorlar.
Ne oldu bu insanlara
Nasıl bu hale geldik

İsrail, Ortadoğu'yu bir savaşın içine sürüklemenin senaryosunu her fırsatta sahneye koyarken bizler bütünlüğümüzü bile sorgulamıyoruz.
Bombalarla tenimiz arasında bir nefeslik mesafe kaldı. Asıl amaç topraklarımız. Amerika'nın yıllar önce planlayıp şimdilerde hayata geçirdiği projenin hedefiyiz.
İnsanların birbirini yemesine duyulan iştah, sosyal medyadaki pespaye kadınların takipçisi olmaktan duyulan gurur, ülke için duyulmayan endişenin yanında dağ gibi duruyor!

Bu kadar kötülüğün ve umarsızlığın bizlere ödeteceği bedeller daha bitmedi.
Hukukun bile kişiye özel hale getirildiği, kabadayıların etiketli insanların alenen korunduğu bir ülkede toplumu ayakta tutan değerler çürüyor. İçimizdeki sevgisizlik ve haksızlık dışımızdaki düşmanlardan bin kere güçlü!

Ağzı leş gibi kötülük kokanlar için böyle gerçeklerin hükmü olmaz.
Onların karşısında "dilsiz bir uşak gibi" duranlar da geç kaldıkları trenlerin ardından el bile sallayamaz.
Mesele değil, herkes ölene kadar hayatta ama biz ülkemizden bahsediyoruz, çocuklarımızdan geleceğimizden. İnsanlık ve meslek onurunu hissetmeyenler de yazdıklarımızı anlayamaz zaten.