Ah çocuklar ah!

YAVRU ceylan anasından uzak ağlar dağlarda! Çocukları katledilen analar da ağlar da sesleri duyulmaz.
Korkuyla terbiye edilen toplumlarda erkekler ya kadınlar üzerinde kullanır güçlerini ya çocuklar üzerinde.
O yüzden yükselen değerin alçaklık olması kimseyi rahatsız etmez. 8 yaşındaki Narin katledildi de diğerleri sırada, kana susayanlara bir değil bin tane çocuk bile yetmez!

Sessiz ve yalnız çocuklar.
Masum kumrular, en yüksek yıldızın en parlak ateşleri.
Nar tanesi yüreğimizin bir tanesi çocuklar.
Bizim çocuklarımız.
Katillere cellatlara itibar kazandıran hayat en çok çocukları ağlattı, en çok onları aldattı.

Çocuklara göz diken erkekler arasında yapılan araştırmanın sonuçları.
Soru: "Issız bir adaya düşseniz yanınıza ne alırsınız" Cevap: "Bir çocuk bir bıçak bir ip. Hele dört yanı suyla çevrili bir yerde değmeyin keyfimize. Ölüyü gömmeye bile gerek yok!"

Çocuklar ki özgürlüğün simgesidir. Çocuklara yaşama gücü vermek, onlara nefes almayı ve özgürlüğü hak saymak cümlemizin görevidir.
Bu duygular hükmünü yitirmişken, birileri vicdan denen duyguyu yüreklerinde bitirmişken kime yazıyoruz bunları
Kimlere söylüyoruz
Bir çocuk denize düştüğünde yüzme bilmediği halde denize atlayana adam denirdi, şimdi 8 yaşındaki kız çocuğunu dereye atanlara diyecek bir söz olmalı.
Buluttan kalemlerle kuşların özgürlüğüne resimler çizdiğimiz çocukların kaderini cellatlar yazıyor.

Cenaze arabasıyla düğün alayının buluştuğu bir saha, çocukların ekmeğine kan doğrayan mezbahadır teknoloji.
Kağıt üzerinde bile neler kaybettiğinin farkında olmayanlar, cep telefonu ve bilgisayar üzerinden neler kazandığının hesabını yapıyorsa mesaj alınmıştır.
Bir memlekette beyinlere şırınga edilen cehalet zehrinin karşılığı alınıyorsa, çocuklar için çok geç kalınmıştır.

Şimdi büyüyen nefreti, artan saygısızlığı, cehaletin kadınlara ve çocuklara yaptığı saldırıyı işaret etsem ne olur ki. Bir şeyler gitti mi gelmez bir daha!