12 Eylül 80

Amerika'nın ürettiği karanlık yıllardı. 12 Eylül döneminde Milliyet Gazetesi'nde çalışıyordum. Gündüz üniversitede okuyor, geceleri Milliyet'in karanlık odasında filmleri yıkıyordum. Darbeci generallerin 20'li yaşlardaki gençleri asmakla gurur duyduğu görüntülerin filmleri. Bir gecede yaşı büyütülüp asılan 17 yaşındaki Erdal Eren. Ormanlarına bile darağacı kurulan ülke düzeni.

***

Gazetelere yayın yasağı vardı. Karanlık odada yıkarken şahit olduğum filmlerin fotoğrafları gazetelerde basılmadı ama o gençlerin hepsi asıldı. İsimlerini de sadece yakınları bilir acılarını da. Aradan yıllar geçti, o görüntüler gözümün önünde bir fotoğraf sergisi gibi dursa da acımasız yılların utancı tarihin yapraklarında kurudu gitti.

***

Çocukluk yıllarımızda tanıdık Amerika'yı. Kovboy filmlerinde bile Kızılderililerin tarafını tutarken, Amerika'nın devlet anlayışına ve siyasetçilerine karşı durduk. Çocuklara süt tozu, askerlerimize postal verirken karşılığında geleceğimizi alan Amerika'nın. O zamanlar bir radyomuz vardı, bizleri her şeyden haberdar etmeye yeterdi. Yoksulluk ve sevda iklimiydi.

***

Amerika'nın verdiği süt tozlarını tuvalete döken çocuklar büyüyünce emperyalizmin farkına varıp başkaldırdı. Boyası eskimiş duvarlara "Kahrolsun Amerika" diye isyanlarını yazıp sokaklara taştılar. Fırtınalı zamanlardı, bahçeleri dikenli tellerle çevirirdiler de o delikanlılar gülleri koklamak için telleri aştılar. Rüzgar ve gül iklimiydi.

***

O yıllarda Amerika'nın Ortadoğu'dan sorumlu kansız ajanı Graham Fuller, ülkemizde gerekli ortamı çoktan hazırlamıştı. İnsanların üzerine otel damlarından kurşunlar yağdırdılar, Amerika'nın istediği darbe şartları "paşa paşa" oluşturuldu. Sağcısıyla solcusuyla memleketini seven delikanlıları birbirine kırdırdılar. Kan ve ölüm iklimiydi.

***

Eylül denince hüzün gelir aklıma, biten yaz aşkları, deniz kıyılarında yakılan ateşlerin külleri. Asil bir mevsimdir sonbahar, ağaçlardaki yaprakların kuruması bile kendinden sonra gelenlere hayat vermek içindir. Ama Eylül denince o soysuz darbeyi de hatırlamadan duramam. En çok eylülde ağlar aşk, asılan insanların yakınlarının gözlerinde eksilmeyen yağmurlar gibi. O yağmurlar belki hüznü temizler ama 12 Eylül maşalarının döktükleri kanları asla!

12 EYLÜL 2025

Mutluluk Takvimi