Yangınlarla nasıl etkili mücadele edebiliriz

Her yaz mevsimi geldiğinde içimizde derin bir kaygı başlıyor. Çünkü biliyoruz ki bir kıvılcım korkunç sonuçlar oluşturmaya yetiyor. Ve o kıvılcım çoğu zaman insan elinden çıkıyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları bir kez daha doğanın nasıl savunmasız bırakıldığını gösterdi bize. Yangınlar sadece ağaçları yakmıyor; orada yaşayan kuşları, sincapları, kelebekleri ve adını bilmediğimiz nice canlıyı da yutuyor. Sessiz bir ölüm bu. Çığlık atmayan ama çok şey anlatan bir felaket.

Haberin Devamı

Artık inkâr edilemez bir gerçek var: Dünya tehlikeli şekilde ısınıyor. İklim değişikliği bilimsel bir tartışma konusu değil, yaşadığımız bir gerçeklik. Ortalama sıcaklıklar yükselirken, nem oranı düşüyor, rüzgârlar sertleşiyor. Bu üçlü, orman yangınları için âdeta ideal bir fırsat yaratıyor.

Öyle ki, yangın sezonu dediğimiz kavram neredeyse tüm yıla yayıldı. Birçok uzman, artık 'mevsimlik felaketler' değil, 'sürekli kriz dönemleri' yaşadığımızı söylüyor. Bu tespitlerinde çok haklılar.

İNSAN KAYNAKLI FELAKETLER

Ancak yangınların hepsini iklime bağlamak kolaycılık olur. Çünkü istatistikler, orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90'ının insan kaynaklı olduğunu gösteriyor. Piknik, mangal ateşi, tarlada anız yakmak, yola atılan bir sigara izmariti, hatta cam şişeden yansıyan güneş ışığı... Kimi zaman ihmal, kimi zaman cehalet kimi zamansa kasıt…

Ormanlar artık sadece doğa değil, birer ulusal güvenlik meselesi hâline geldi. Ormanları korumak, sınırları korumak kadar stratejik bir sorumluluk.

Bazı yangınlara müdahale neden gecikiyor, neden etkisiz kalıyor Bu sorular da çokça gündeme geliyor. Gerçek şu ki, orman yangınları düz ovada değil, çoğu zaman sarp ve dağlık bölgelerde çıkıyor. Araçların ulaşamadığı alanlar, yoğun duman, rüzgârın aniden yön değiştirmesi gibi faktörler, müdahaleyi güçleştiriyor.

Üstelik yangınların eş zamanlı çıkması, hava filosunun sınırlı olması, yerel yönetimlerle koordinasyon eksikliği gibi yapısal sorunlar da tabloyu ağırlaştırıyor. Bazen de tek bir helikopterin üç farklı noktaya yetişmeye çalıştığına tanık oluyoruz. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız.

Haberin Devamı