Ulaşım koridorlarında Türkiye merkez ülke

İstanbul, sadece geçmişin değil, geleceğin de kesişim noktası olmaya devam ediyor. Birkaç gün önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen 'Global Transport Connectivity Forum 2025', dünya genelinden bakanları, diplomatları, uzmanları ve stratejistleri bir araya getirerek küresel bağlantı vizyonunun nabzını tuttu.

Üç oturumda benim yönettiğim panellerde Ermenistan'dan Malezya'ya kadar birçok ülkenin bakanlarıyla gelecek vizyonlarını konuşma fırsatı buldum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başlayan zirve Harbiye'deki Kongre Merkezi'nde düzenlendi.

Haberin Devamı

Bu forumda moderatörlüğünü üstlendiğim oturumlar, özellikle bölgesel girişimlerin taşıma stratejilerine etkisi, Doğu-Batı-Orta koridorunun yeni geometrisi ve kara ile çevrili ülkelerin denize açılma potansiyeli gibi çok kritik başlıklara odaklandı. Zirve boyunca konuşulan tek şey yollar ve raylar değildi. Aslında mesele, jeopolitik bir anlayışla örülmüş ulaşım diplomasisiydi. Zira bugünün dünyasında, artık sadece limanlara sahip olmak değil, bu limanlara hangi zekâ ve stratejiyle ulaşıldığı da bir o kadar önemli.

Bir zamanlar dezavantaj olarak görülen "landlocked" yani denize kıyısı olmayan ülkeler, yeni ulaşım paradigmasında "landlinked" yani bölgesel düğüm noktaları hâline geliyor. Türkmenistan'dan Azerbaycan'a, Orta Asya'dan Kafkaslar'a birçok ülke, artık yalnızlıktan değil, bağlantıdan güç alan bir gelecek kurmanın peşinde. Bu noktada Türkiye'nin rolü daha da merkezi hâle geliyor. Asya ile Avrupa arasında hem fiziki hem dijital köprüler kurma kapasitesi, sadece lojistik bir başarı değil, aynı zamanda bölgesel barış ve refahın da altyapısını oluşturuyor. Koridor dediğimiz şey, iki nokta arasındaki çizgiden ibaret değil. Koridorlar, iş birliği ruhuyla, siyasi kararlılıkla ve teknik beceriyle inşa edilir. Bu forum, bu ruhun İstanbul'da ne denli güçlü bir şekilde yankılandığını gösterdi.

Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, Avrupa'nın Global Gateway projesi, Orta Koridor gibi büyük stratejiler tartışıldı. Ancak bu girişimlerin başarısı, yalnızca teknik fizibilitelere değil, aynı zamanda bölgesel sahiplenmeye ve sürdürülebilir yönetişime bağlı. Forumdan çıkan en güçlü mesajlardan biri şuydu: Ulaşım sadece taşımacılık değildir. Ulaşım, ülkeleri birbirine yaklaştıran, ekonomilere nefes aldıran, barışı destekleyen stratejik bir alan. Bu çerçevede İstanbul'da gerçekleşen bu buluşma, Türkiye'nin sadece bir kavşak değil, geleceği tasarlayan bir akıl merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koydu.