Terörsüz Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, önceki akşam Hakimevi'nde bir iftar daveti verdi. Medya kuruluşlarının Ankara temsilcilerinin yanı sıra yargı muhabirleri ve kameramanların da katıldığı davette Bakan önemli açıklamalar yaptı. Belli konulardaki değerlendirmelerini konu başlıklarıyla özet olarak aktarmak istiyorum.
İMRALI'NIN TERÖR ÖRGÜTÜNE SİLAH BIRAK ÇAĞRISI
Çağrı öncelikle terör örgütü elebaşının kendi örgütüne silah bırakmasına yönelik. Çağrıda, terör örgütünün kendilerine göre zemin sağlayan hususların artık gerekçelerinin olmadığını söylüyor. "Kongrenizi toplayın, örgütü feshedin, tüm gruplar da silah bıraksın" diyor.
Haberin DevamıCEMİL BAYIK'IN "SİLAH BIRAKMAYIZ" MESAJI
İmralı'nın çağrısında bir şart söz konusu değil. Silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. Yani o noktada devletin terörle mücadeleden vazgeçmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Hatta çağrıda ateşkes olmadığı halde ateşkes sözüne karşı Milli Savunma Bakanımızın 'bunu kabul edemeyiz' şeklindeki cümleleri de söz konusu. Buradaki hedefimiz ülkemizi terörden kurtarmak. 40 yıldan bu yana çok büyük kayıplar verdik, şehitler verdik, maddi kayıplarımız oldu. Bin yıllık kardeşliğimize bir hançer saplandı. Şimdi bu hançeri çıkardığımız zaman tabii bu yaranın iyileşmesi, o çıkarılan yerdeki iyileşmeyi sağlayacak gereklilikler ne olabilir Onlar bu çağrının sonuç verip vermediğine bağlı hususlar. Bundan sonraki adımlar ne olabilir şeklinde şimdiden bir tartışma doğru değil. Bu sürecin akamete uğramaması lazım, bu hepimiz için önemli. Geçtiğimiz cuma günü Van'daydık. Orada 2 bin 500 kişilik bir iftar yemeğinde insanlar gerçekten umutlu, heyecanlı. "Artık buralarda terör olmasın, çocuklarımız kaçırılmasın, hep beraber birlik beraberlik içerisinde önümüze bakalım" diyorlar. Hepimiz bunu istiyoruz. Demokratik siyaset kanalları açık o anlamda.
AF TARTIŞMASI
Kişiye yönelik bir düzenleme, bir iyileştirme söz konusu değil. Biz 'mevzuatımızda sürekli birtakım iyileştirmeler' yapıyoruz. Mesela hasta hükümlüler; "Cezaevinde ölmesin hükümlü" diyoruz. Bu insan haklarına aykırı. Bunların bir genel af şeklinde yorumlanması doğru değil. COVID izniyle ilgili bir çalışma 'olabilir' dedik. Af mı geliyor şeklinde birtakım yorumlara neden oldu. Oradaki husus tamamen COVID izni süreciyle ilgili. 2020'de COVID izninden yararlanıp açık cezaevinde bulunanlar denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye edilmişti. COVID devam ettiği müddetçe bu süre 31 Temmuz 2023'e kadar uzatıldı. O tarihten sonra bu kişilerden koşullu salıverilmesine 5 yıl kalanların COVID izni kapsamında hayatına devam etmesine, koşullu salıverilmesine 5 yıldan fazla olanların ise cezaevine dönmesine yönelik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeden yaklaşık 100 bine yakın kişi faydalanmış oldu. Kapalı cezaevinde bulunanlar da 3 yıl erken açık cezaevine geçmiş oldular. Bu düzenlemeden 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla cezası kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar yararlandı. 31 Temmuz 2023'te cezaevinde değil ama daha önce suç işlemiş ancak cezasının infazı henüz kesinleşmemiş ve hapse girmemiş olanların, yargılamadaki gecikmeden dolayı bu düzenlemeden yararlanamaması gibi bir durumortaya çıktı. Bu talepler doğrultusunda bir düzenleme olabilir.
Haberin DevamıUMUT HAKKI TARTIŞMASI
Haberin DevamıUmut Hakkı bizim mevzuatımızda, kanunlarımızda olan bir konu değil. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 30 yıldır. Yine müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 24 yıldır. Bu yıllar dolduğunda kişi cezaevinde iyi halliyse tahliye olur. Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet varsa daha farklı bir durum söz konusudur. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası söz konusu. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıvermesinin olmadığına dair ceza infaz kanununda özel bir hüküm yer alıyor. Burada tabii şu anda bizim konuşacağımız konu, terörün kendini feshetmesi, silahları bırakması. Bizim şu anda tüm odaklandığımız konu bu. Bu çağrıda herhangi bir şart, herhangi bir koşullu salıverme veya bir umut hakkı talebi söz konusu değil. Burada terör örgütü elebaşının örgüte yönelik bir çağrısı var. Burada muhatap devlet değil, muhatap örgüt. Dolayısıyla örgüt bunu nasıl değerlendirecek, bunu hep beraber göreceğiz. Değerlendirilse terör bitmiş olur. Değerlendirilmezse de terörle mücadele devam eder.