Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) çok önemli bir toplantı var bugün. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu saat 14.00'te toplanacak ve bir oylama yapacak. İmralı Adası'na gidip terör örgütü PKK'nın kurucu lideri Abdullah Öcalan'ı ziyaret edelim mi, etmeyelim mi oylaması. Bu kritik randevunun 24 saat öncesinde Ankara kulislerindeki hava, oylamada 'evet' oylarının çoğunlukta olacağı yönünde. Yani bir gün öncesinden görünen o ki komisyon üyelerinden oluşacak bir heyet adaya gidip Öcalan ile görüşecek. Bu ihtimâl yüksek.
Haberin DevamıBaşkentte iki görüş var. İki karşıt görüş… İmralı ziyaretinden yana olanlar; bu – muhtemel – ziyaretin süreci olumlu etkileyip hızlandıracak çok önemli bir adım olacağı görüşündeler. Ziyarete karşı çıkanlar ise – mealen – şöyle diyorlar: "Abdullah Öcalan'ın mevcut kanallar üzerinden mesajlarını vermekte zaten bir sıkıntısı yok. PKK da silah bırakıp kendini feshettiğini açıkladığına göre; bu ziyarette bugüne kadarkilerden farklı ya da yeni ne konuşulacak"
Komisyon üyelerinin Öcalan ziyaretini destekleyenler, kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için her siyasi parti ve toplumun her kesiminin süreçte yer almasının gerekli olduğunun altını çizip İmralı ziyaretinin bu boyutuyla değerlendirilmesini istiyorlar. Olası ziyareti, 'milletvekillerinin (dolayısıyla Meclis'in) Öcalan'ın ayağına gitmesi' olarak görüp buna karşı çıkanlar ise toplumsal katılım için buna gerek olmadığını savunuyorlar. Bu görüşte olanlar; sürecin devamı ve kalıcı barışa ulaşmak için bundan sonra yapılacak teknik çalışmaların siyasetin değil, devlet mekanizmasının işi olduğunu söylüyorlar.
"İmralı'ya gidilsin" diyenler; Türkiye'nin tarihi bir virajı siyaset kurumu eliyle ve hep birlikte dönebileceğini, böyle bir fırsatın heba edilmemesi gerektiği görüşünü seslendiriyorlar. Siyasetçilerin bu sorumluluktan kaçamayacağını da ekliyorlar. Karşıt görüş sahipleriyse, 'Meclis'in teröristbaşının ayağına gitmesi'nin toplumda yaratacağı psikolojik etkiye dikkat çekiyorlar. Böyle bir adımın, 'devletin terör örgütüne yenildiğinin ilânı' şeklinde algılanacağını savunup o fotoğrafta yer alacak siyasetçilerin, bunu sokakta, halka anlatamayacağı görüşünü savunuyorlar.

2