Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllardır bir yandan büyümeye, güçlenmeye çalışırken diğer yandan iç güvenliğini tehdit eden korkunç bir sorunla -PKK terörüyle- mücadele etti. Yüzlerce milyar doların harcandığı, on binlerce insanın hayatını kaybettiği bu sancılı süreç artık bambaşka bir aşamaya mı evriliyor

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihî çağrısı, ardından İmralı'daki terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın açıklamalarıyla yeni bir sürece girilmişti.

PKK'nın kalıcı bir silah bırakma sürecine giriyor olması, diplomatik, jeopolitik ve siyasi açıdan yeni bir sayfanın açılmakta olduğunu gösteriyor. Geçmişte de bazı adımlar atılmış, umut verici gelişmeler olmuş fakat sonuca ulaşmamıştı.

TERÖR ÖRGTNDEN GERİYE NE KALIR

Irak'ın kuzeyindeki alanın daralması, Suriye'de dengelerin yeniden şekillenmesi, İran'ın iç karışıklıkları, ABD'nin bölgeden uzaklaşma eğilimi ve Türkiye'nin kararlı askerî operasyonları; PKK'nın elindeki alanları ve manevra kabiliyetini ciddi şekilde daralttı. İran'ın ağırlıklı olarak iç meselelerle mücadeleye girişmesi, İsrail ile tırmanan savaşı, görece olarak Irak ve Suriye'deki etkisinin sınırlanmasına neden oldu. İstikrarsızlaştırıcı bir faktör olabilen Tahran'ın bu anlamda geri çekilmesi Türkiye'nin elini rahatlattı. Aynı şey Rusya için de geçerli. Sınır bölgelerinde, özellikle Suriye coğrafyasında belli konularda Türkiye ile sıkıntılar yaşatan Moskova, bütün gücüyle Ukrayna savaşına yoğunlaştı.

Bu çerçevede 'silah bırakma' meselesi artık sadece bir güvenlik başlığı değil; aynı zamanda sosyolojik, ekonomik ve jeopolitik bir dönüşümün parçası olarak ele alınmalı.

BÖLGEYİ NASIL ETKİLER

PKK'nın silah bırakması hâlinde: - Türkiye-İran-Irak üçgeninde yeni bir diplomatik denklem oluşabilir. Irak Merkezi Yönetimi ve IKBY bu süreçte Ankara ile daha yakın koordinasyon içine girebilir.

- Suriye'nin kuzeyindeki PYD YPG yapılarının meşruiyet zeminleri sorgulanabilir. Bu durum ABD ve Rusya'nın bölgedeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir. - Türkiye'nin yumuşak güç kapasitesi ve nüfuzu artar.

KAZANIMLAR VE RİSKLER

Bu sürecin Türkiye'ye sağlayacağı avantajlar oldukça çarpıcı:

- Ekonomik kaynakların savunmadan eğitime, sağlığa, altyapıya aktarılması.