New York'ta Türkevi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamaları, Türk savunma sanayisini yakından takip eden veya ilgi duyan çevrelerde yoğun şekilde tartışılıyor. Fidan, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'nden çıkan CAATSA yaptırımlarının doğrudan etkilerine işaret ederek, "KAAN'ın motorları Amerikan Kongresi'nde bekletiliyor, lisansları durmuş durumda" ifadesini kullandı.

Bir NATO müttefikinin, diğer bir NATO ülkesinin en stratejik savunma projelerini ambargo ile sınırlaması, aslında 'müttefiklik ruhu'na yakışmıyor. Fidan'ın sözleri bu açıdan yalnızca bir teknik sıkıntıya değil, transatlantik ilişkilerin geleceğini sarsabilecek bir stratejik kırılmaya işaret ediyor.

Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de NATO ülkeleriyle yaşanan ilişkilerde bu denli sorunların devam etmesi durumunda Türkiye'nin Rusya ve Çin ile hareket etmeyi düşünmesi gerektiğini ifade etmişti. Diğer taraftan ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında savunma sanayisi alanında kapsamlı iş birliği mesajlarının verildiği bir dönemde, Fidan'ın mevcut durumu değerlendirdiği sözlerini, 'bu şartlarda KAAN projesinin başarılı bir şekilde sonuçlanmayacağı' şeklinde yorumlayanlar da oldu.

Fidan'ın açıklamalarından hemen sonra Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye'nin Millî Muharip Uçağı hakkında çok önemli bilgiler paylaştı. Görgün, KAAN'ın motoru için yürütülen TF35000 turbofan projesinde herhangi bir plan değişikliği olmadığını net şekilde vurguladı. Bu konuyu sadece Ankara'dan değil, sahada da takip ediyorum. İngiltere Farnborough, Fransa Le Bourget ve Endonezya savunma zirvelerinde bu alanlardaki çalışmaları yakından izledim. Geçtiğimiz aylarda Endonezya'da hem TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu hem de Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile bu başlıkları uzun uzun konuştuk.

Her iki isim de şunu özellikle vurguladı:

KAAN'ın yolculuğu, sadece bir uçağın geliştirilmesi değil, Türkiye'nin teknoloji egemenliğini ve stratejik bağımsızlığını inşa etme hikâyesidir. Endonezya ile imzalanan 48 adetlik KAAN ihracat anlaşması da bunun göstergesi. Bu uçaklar ABD menşeli motorlarla değil, yerli güç üniteleriyle hizmete girecek. Görgün, Cakarta'daki sohbetimizde "Hiçbir zaman tek bir kaynağa bağlı kalmadan, alternatif tedarik ve geliştirme seçeneklerini eş zamanlı olarak planlıyor ve uyguluyoruz. Böylelikle hem teknolojik bağımsızlığımızı güçlendiriyor hem de teslimat sürekliliğimizi güvence altına alıyoruz" demişti.