Türkiye'de her gün ortalama 17 kişi trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Bir yıl boyunca 6.351 can… Yani küçük bir kasaba nüfusu. Üstelik bu ölümlerin yüzde 84'ü sadece beş kural hatasından kaynaklanıyor: Hız ihlali, şerit değiştirme, geçiş önceliği, arkadan çarpma ve kırmızı ışık. Düşünün, ne savaş ne deprem!.. Her gün direksiyon başında kaybedilen onlarca hayat!..
Yol kenarındaki çiçekler, "Burada birini kaybettik" diyen sessiz tanıklar. Caydırıcılık bir ceza değil, bir kültürü ve disiplin seviyesini işaret eder. Aynı zamanda vatandaşla devlet arasında hukuka dayalı adı konulmamış bir etkiyi gösterir.
Haberin Devamıİçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara'da trafik konulu hayli kapsamlı bir değerlendirme toplantısı düzenledi. İçişleri Bakanlığı'nın 2025 için hazırladığı yeni düzenleme, Türkiye'nin bu tabloyu değiştirmekte kararlı olduğunu gösteriyor. Çünkü artık trafik cezaları sadece para değil; bir bilinç inşası aracı.
Ters yönde araç sürene 90.000 TL.Drift yapana 140.000 TL.Dur ihtarına uymayana 200.000 TL.Usulsüz çakarlı araç kullanana 276 bin TL.Alkol ya da uyuşturucu etkisinde araç kullananlara 150.000 TL ve 5 yıla kadar ehliyet iptali…Artık hiçbir sürücü, "Kim görecek, kim ceza kesecek, bu kadarcık kural ihlalinden kime ne" diyemeyecek. Çünkü her hız fazlası, her dikkatsizlik ve her saçma davranış insanların hayatına mal oluyor.
SOSYOLOJİK GERÇEKLER
Trafik kazaları yalnızca teknik hataların değil, toplumsal davranış kalıplarının ve sosyolojik gelişme seviyesinin de yansımasıdır. Ben, Türkiye'de maalesef bu alanda ciddi bir gerileme olduğunu gözlemliyorum. Bizde direksiyon başı çoğu zaman bir karakter testi gibi yaşanıyor. Kural tanımamak, 'akıllılık' veya 'cesaret' göstergesi sayılıyor; sabır göstermek ve yasalara uymak ise 'zayıflık' olarak algılanıyor. Oysa gelişmiş ülkelerde trafik kültürü, bireysel egonun değil toplumsal saygının alanıdır. Sinyal vermek bir zarafet, yavaşlamak bir medeniyet göstergesi. Bizde ise hâlâ, yolu paylaşmak yerine yarıştırmak anlayışı hâkim. Bu nedenle trafik güvenliği sadece cezalarla değil, eğitim, empati ve şehir kültürüyle değişebilir. Kuzey Yarım Küre'de araçların yaya geçidinde durmak yerine hızlandığı, yayalara aldırış etmediği ender ülkelerden biriyiz.
Birçok kişi yayalara ayrılan kaldırımlarda yürürken fırlayan otomobiller nedeniyle hayatını kaybediyor. Bakan Yerlikaya'nın sunumunda yer alan verilere göre yalnızca 2024 yılında: