Dronlar sınırı aştı

Birkaç gün önce Ukrayna'nın Rusya'ya yönelik gerçekleştirdiği son drone saldırısı, sadece bir askerî operasyon olmanın ötesinde, uluslararası dengelere dair ciddi bir alarm niteliği taşıyor. Moskova yakınlarındaki bir radar istasyonu, Rusya'nın güneyinde yer alan birkaç petrol rafinerisi ve Belgorod'daki bir mühimmat deposu hedef alındı. Ancak saldırının belki de en kritik noktası, Kaluga bölgesindeki bir hava savunma sisteminin devre dışı bırakılmasıydı.

Bu saldırı, Ukrayna'nın Rusya topraklarına uzanan en derin ve koordineli drone operasyonlarından biri olarak kayıtlara geçti. FPV kategorisindeki 117 insansız hava aracı, aynı anda farklı hedeflere yönelerek âdeta Rus savunma hattının sinir uçlarına dokundu. Rusya'nın nükleer silah taşıma kapasitesine sahip stratejik bombardıman uçakları, ilk kez Ukrayna tarafından vuruldu.

Haberin Devamı

Peki, bu ne anlama geliyor

Birincisi, savaş artık cephe hattının çok ötesinde yaşanıyor. Dronlar, klasik savaş araçları gibi sınırlara takılmıyor. Moskova'nın çevresine kadar ulaşabilen bu sistemler, Kremlin'e net bir mesaj veriyor: "Sadece cephede değil, kalbinin tam ortasında da seni vurabilirim".

İkincisi, bu saldırılar sadece askerî değil, psikolojik üstünlük mücadelesinin de bir parçası. Rus halkının günlük yaşamına kadar sirayet eden bu tehdit algısı, Putin yönetiminin 'güvenlik garantörü' imajını zedeliyor.

PUTİN NASIL KARŞILIK VERİR

Bu soru, şu anda dünyanın dört bir yanında, askerî strateji odalarında, medya merkezlerinde ve yatırımcı ekranlarında aynı anda soruluyor.

Kremlin'in kısa vadede bazı misilleme operasyonlarına başvurması muhtemel.

Putin hem ordu içinde hem de istihbarat kurumlarında birçok kritik ismin kellesini alacaktır. Diğer taraftan Ukrayna'nın direncini çökertmek için bu ülkenin enerji altyapısına yönelik yeni bir saldırı dalgasının hazırlıkları sürüyor. Ancak asıl dikkat çeken gelişme, Rusya'nın güncellenmiş nükleer doktrininde yaptığı değişiklikler. Yeni açıklanan metne göre, bir saldırı Rusya'nın nükleer yanıt kapasitesini devre dışı bırakacak kritik bir altyapıyı hedef alıyorsa, bu durumda 'önleyici nükleer yanıt' dahi gündeme gelebilir.

Haberin Devamı