Beyaz Saray'da kritik bir ziyaret

Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralayabilecek önemdeki Beyaz Saray buluşması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında bugün gerçekleşiyor. Bu görüşme sadece ikili ilişkilerin geleceği açısından değil, küresel dengeler bakımından da geniş yankı uyandırıyor.

Zirve, oldukça çalkantılı bir dönemde gerçekleşiyor. Rusya–Ukrayna savaşı, Gazze'de derinleşen insani trajedi, Asya–Pasifik'te artan güç rekabeti ve Avrupa'da güvenlik tartışmaları, gündemin sıcak başlıklarını oluşturuyor. Türkiye, bu denklemde sadece bölgesel bir aktör değil, aynı zamanda uluslararası krizlerde yapıcı arabulucu rolüyle öne çıkan bir ülke konumunda.

Haberin Devamı

Ankara son yıllarda, özellikle Ukrayna-Rusya savaşında tahıl koridoru anlaşması gibi kritik diplomatik girişimlerle küresel gıda krizinin önüne geçti. Orta Doğu'da ise hem İsrail-Filistin hattında hem de Suriye'de farklı aktörlerle diyalog kanallarını açık tutarak diplomasiyi önceledi. Bu yaklaşım, ABD'de özellikle Beyaz Saray çevresinde takdir topluyor. Trump yönetimi, Türkiye'nin kriz çözme kapasitesini NATO'nun güney kanadında stratejik bir kazanç olarak görüyor.

Ancak bu tablo Kongre'de aynı derecede paylaşılmıyor; yönetimin diğer önemli isimleri Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance gibi isimler Türkiye'ye mesafeli, hatta eleştirel bir tutumda ısrar ediyor.

New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmaları, iki liderin dünya vizyonlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür" vurgusunu yinelerken, adalet ve eşitlik temelinde yeni bir küresel düzen çağrısı yaptı. Trump ise ABD'nin ekonomik çıkarlarını öne çıkarsa da enerji güvenliği ve ticaret dengeleri konusunda Türkiye gibi ortaklarla yakın çalışmaya açık olduğunu belirtti.

ERDOĞAN'IN ETKİSİ GÜÇLÜ

Savunma sanayii başlığı, görüşmenin en kritik bölümü olacak. Türkiye'nin F-16 filosunun modernizasyonu için ihtiyaç duyduğu paket hâlâ Kongre onayına takılıyor. Beyaz Saray, Türkiye'nin NATO içindeki rolünün güçlendirilmesi gerektiği görüşünde. F-35 programına geri dönüş ise şimdilik daha sembolik bir beklenti olsa da, iki taraf arasında teknik diyalog yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Özellikle NATO'nun Karadeniz ve Orta Doğu güvenlik hattında Türkiye'nin caydırıcı rolü, ABD'nin bu alandaki iş birliğine daha fazla önem vermesine yol açıyor. Bununla birlikte Türkiye'nin F-35 almasına itiraz eden tek ülke artık Yunanistan değil. İsrail de bu olasılıktan endişe duyuyor.