Uluslararası savunma sanayii dünyasında vitrine çıkmanın, yeni teknolojileri yalnızca tanıtmak değil, aynı zamanda bir duruş, bir iddia ortaya koymak anlamına geldiği bir çağdayız. Bu yıl İstanbul'da düzenlenen 'IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı' da bu bakımdan stratejik önem taşıyor. Ve işte bu sahnede, Türkiye'nin mühendislik kabiliyetini, teknolojik özgüvenini ve uluslararası vizyonunu temsil eden en güçlü aktörlerden biri bir kez daha parlıyor: ASELSAN.
ASELSAN, bu yıl IDEF'te tam 300'ün üzerinde ürünüyle yer aldı. 10 yeni ürünü ilk kez gösterdi. Kara, deniz, hava, elektronik harp, haberleşme, sınır güvenliği, elektrooptik sistemler ve daha niceleri… Ama bu sadece rakamsal bir gösterge değil, aynı zamanda stratejik bir derinliğin, mühendislik birikiminin ve vizyoner bir planlamanın çıktısı.
Haberin DevamıASELSAN, fuarın yalnızca en geniş ürün yelpazesine sahip firması değil, 'oyun değiştirici' sistemleriyle geleceğin harp doktrinini de şekillendiren kurumsal bir aklı temsil ediyor.
Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisinde son yıllarda en çok öne çıkan başlıklardan biri, Katmanlı Hava Savunma. ASELSAN, bu vizyonun en somut çıktılarından biri olan Çelik Kubbe konseptiyle tehditleri bertaraf etmenin yanı sıra caydırıcılığı ve teknolojik bağımsızlığı da garanti altına almayı hedefliyor.
Bu sistemin arkasında radar, füze yönlendirme, hedef tespiti ve komuta-kontrol altyapılarının tamamında ASELSAN'ın özgün mühendislik çözümleri yer alıyor. Ayrıca, Millî Muharip Uçak KAAN, GÖKBEY helikopteri, ATAK ve AKINCI İHA gibi platformlara entegre edilen sistemlerle ASELSAN, sadece bir tedarikçi değil, bu platformların stratejik ortağı olarak da konumlanıyor.
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol ile kapsamlı bir konuşma yaptık. IDEF'teki mesajlarının çok net olduğunun altını çizdi. Ahmet Akyol, Savunma Sanayii Başkanlığı'nda çok önemli katkıları ve deneyimleri olan bir yönetici. Ahmet Akyol'un liderliğindeki yönetim, son yıllarda ihracat odaklı büyüme stratejisini güçlü şekilde devreye aldı. Latin Amerika'dan Orta Asya'ya, Afrika'dan Körfez'e geniş bir coğrafyada ASELSAN sistemleri hem konuşlandırılıyor hem de güvenilirlikleriyle dikkat çekiyor. Bu da savunma sanayisinde bir Türk markasının 'küresel güven sembolü' hâline gelmesinin önünü açıyor. Akyol, 'Güçlü ekonomi, güçlü ekonomi ile birlikte güçlü savunma sanayii' ikilisinin temel kriterler olarak öne çıktığına işaret etti. Akyol'un verdiği bilgiye göre 12 bin 500 çalışanı bulunan ASELSAN'ın piyasa değeri 20 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu Cumhuriyet tarihimizde bir şirketin eriştiği en yüksek değer.