Ankara'da İçişleri Bakanlığı'nın önünde meydana gelen terör eylemi farklı boyutlarıyla gündemin ilk sırasına yerleşti.

Teröristlerin Türkiye'nin en iyi korunan ve en iyi izlenen noktalarından birine gerçekleştirdikleri saldırı, olayın hazırlanışı ve gelişimi farklı yönleriyle tartışılmaya devam ediyor. Bu kadar iyi korunan bir yere yaptıkları saldırıdan sağ kurtulmaları neredeyse imkânsız olduğuna göre yaptıklarının bir tür intihar eylemi olduğunu bilmeleri gerekiyordu. Nitekim teröristlerden biri, üzerindeki patlayıcıların infilak etmesiyle paramparça oldu. Olayın oldukça şaşırtıcı yanlarından biri, teröristlerin Ankara'ya cinayet ve gasp yoluyla elde ettikleri bir araçla gelmeleriydi; bu tarafını bir yana bırakarak diğer gelişmelere bakalım.

Ankara'da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda oldukça nadir karşılaşılan tarzda bir fotoğraf paylaşılmıştı.

Güler'le aynı karede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Genel Kurmay Başkanı Org. Metin Gürak ve MİT Başkanı İbrahim Kalın bulunuyordu.

Başkentte hareketli saatler yaşanırken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, oldukça kararlı ve sert bir tonda yaptığı açıklamada sınır ötesindeki terör hedeflerine ve destek unsurlarına çok kapsamlı saldırılar gerçekleştirileceğini duyurdu ve üçüncü tarafları bu noktalardan uzak durmaya çağırdı.

Fidan'ın açıklamasının temel adreslerinden biri, bugüne kadar PKK'nın sınır ötesi unsurlarına siyasi, mali ve askeri destek sağlayan Amerika Birleşik Devletleri'ydi.

Nitekim saatler içinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hava operasyonlarında PKK-YPG'nin birçok hedefi vuruldu. Fakat bu kez daha önce akla hayale gelmeyecek bir olay yaşandı.

ANKA tipindeki bir Türk SİHA'sı ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 tarafından vurularak düşürüldü.

"Friendly fire" denen "Yanlışlıkla vurma" olayları dışında kasıtlı ve bilinçli olarak daha önce NATO ittifakı ülkeleri arasında böyle bir şey yaşandı mı, hatırlamıyorum. Fakat şurası kesin: Özellikle belli konularda NATO'nun iki büyük ordusu ABD ve TSK arasındaki makas iyice açılıyor.

ABD masa başında kurduğu DEAŞ isimli terör örgütüyle sözde mücadele ediyormuş gibi yaparak gelip Suriye'ye yerleşti.