Yerli sosyal medyamızın olması gerekiyor!

Bizi takip eden okuyucularımız hatırlayacaklardır... Daha önceki yazılarımızda çağdaş dünyada ülkelerin birbirlerini tankla, tüfekle, savaşla işgal etmediklerini; kültürel nitelikte bombardımanlar yaptıklarını ifade ederek, yazılı ve görsel medya organlarıyla, sinema eserleriyle, dizileriyle, dilleriyle, medya organlarıyla zihinlerimize girdiklerini belirtmiştik.

Kültür emperyalizminin uç beyleri örümcek ağı gibi yayıldıkları dünyanın her köşesindeki zincir yemek şirketleriyle ve asitli içecekleriyle midelerimizi işgal ederler, tütünleriyle ciğerlerimizi mahvederler...

Dizi ve sinema endüstrileri aracılığıyla bize ait olmayan kılık kıyafetleri dayatır, giyim kuşamımızı da kendi moda tasarımlarıyla şekillendirerek, sokaklarımızda acayip garaip tiplerin dolaşmasına ön ayak olurlar. Maalesef bu tam saha taarruz harekatı, bizi ta ciğerimizden vuran halk türkülerimizi, tarihi derinliği olan şarkılarımızı da yok etmiş, kulaklarımızı da caz, pop, rap gibi okyanus ötesinde üretilmiş müziklere mahkum etmiştir. Kısaca, sağımız, solumuz, her yanımız hangi mihraklarca üretildiği belli olmayan popüler kültürle kuşatılmıştır, esir alınmıştır.

Tam bu noktadan elimizde tuttuğumuz cep telefonlarıyla, tabletlerle hayatımıza bodoslama giren sosyal medyaya bir parantez açmak istiyorum. Bir zamanlar hayatımızda sadece kitle iletişim organı olarak gazete vardı...

İnsanlar sabah gazetelerini alırlar, o günkü gündemden haberdar olurlardı. Sonrasında radyo, sonrasında TV'ler hayatımıza girdi. Şimdi her siyasi görüşün kendi meşrebini yansıtan bir televizyonu ve gazetesi var. Ama gazetelerin de televizyonların da gündem belirleme fonksiyonu artık iyiden iyiye azaldı. Neden Çünkü hayatımıza sosyal medya denilen bir olgu girdi. Elinizde bir cep telefonunuz varsa, istediğiniz şeyi sosyal medya ortamında istediğiniz gibi dolaşıma sokabiliyorsunuz.

Beğendiklerinize olumlu yorumlar yazıyor, beğenmediklerinizi eleştiriyorsunuz. Hatta, bazıları ellerindeki bu fırsatı birilerine hakarete varan boyutta kullanıyor. Sosyal medya Z kuşağının gözdesi... Türkiye'de okuma yazma oranı da çok düşük olduğu için, eline telefonunu alan herkes kendi meşrebinden bir yerleri takip ediyor.

Dünyanın haberi parmaklarının ucunda olduğu için siteler arasında istediği gibi geziniyor, takip ettiği yazarlara yorumlar sallıyor, beğenmediklerine hakaret ediyor... Gelelim konumuzun çok daha önemli yerine...

Elimizde tuttuğumuz telefondan, tabletten girdiğimiz, dünyayı takip ettiğimiz bu sosyal medya ortamları kimin elinde Bu sistemler hangi süzgeçlerden geçiyor Hiç düşündünüz mü Bizleri enforme (bilgilendirme) ediyor gibi görünen bu çok riskli, stratejik alanın yazılımını yaparak bizlere sunan kimler

Arama motorları, birbirimize mesaj gönderdiğimiz yazışma kanalları vs...Elimizdeki cep telefonunda bulunan tüm bu yazılımların tamamının küresel emperyalistlerin ve Siyonist Yahudilerin elinde olduğunu da biliyor musunuz

Bakmayın siz, "Yazışmalarınız uçtan uca şifrelidir!" filan diye yazdıklarına... En basit özel yazışmalarımıza bile rahatlıkla ulaşabiliyorlar bu emperyalistler. Nelerden hoşlanırız Nelerden nefret ederiz Zevklerimiz nelerdir Ne yeriz, ne içeriz Dışarıdan ne sipariş ederiz Onlar diledikleri anda bizim elimizdeki her şeyi ıskartaya çıkarabilirler. Onlar diledikleri anda yazışmalarımızı, hayatımızın merkezine koyduğumuz tüm yazılımlarını bir anda elimizden çekip alabilirler.