Nasıl bir risk altında olduğunuzu biliyor musunuz

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in deyimiyle yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecek lanetli Yahudiler'in haftalardır Gazze'de uyguladığı soykırımı, savaş suçunu, gaddarlığı, vahşiliği, barbarlığı ve katliamları izlemekteyiz. İnsanlıktan gram nasibi olmayan lanetliler Gazze'de masum sivillerin üzerine gökten ölüm yağdırıyor... Dünyanın gözü önünde gerçekleşen katliamlarda, bombalar altında kalan bebeklerin, çocukların parçalanmış bedenleri yüreğimizi yakıyor. Bütün dünya Siyonist İsrail'in hukuksuz, hadsiz, hudutsuz mezalimine üç maymunu oynuyor. Tarihin en büyük yıkım ve soykırımlarından birine şahit olurken, dünyanın bu katliamlara karşı sessizliği bebek katili İsrail'e açık bir desteğe dönüştü. ABD'nin başını çektiği İsrail destekçisi batılı ülkeler bu vahşet karşısında Siyonistleri kınamaktan dahi kaçınıyor, saldırıların failleri hakkında çarpıtıcı açıklamalar yapıyorlar. Havayla tokalaşan, gittiği her yerde, uçağa binerken yerlere kapaklanan, aklı melekelerini yitirmek üzere olan, Siyonist olduğunu itiraf eden kukla ABD Başkanı Biden, İsrail'e gidip Netenyahu'yla kucaklaşıyor, bu soysuzlara açıkça destek verip, soykırımda kullanılacak silahları katillere göndermeye devam edeceklerini ifade ediyor. Soykırımcı devlet kendisine verilen şartsız ve kayıtsız desteği fırsata dönüştürdü.. Utanmaz arlanmazlar, "Savaş bu, elbette sivil kayıp olacak" açıklaması yapıyorlar. Cesaretini, cüretini, kuklası ABD'den ve AB ülkelerinden alan Siyonist İsrail, dizginlenmezse bu katliamların nerede biteceğini tahmin etmek mümkün değil. Zira Siyonist kuklası ABD; yanan ateşe benzin dökmek için bölgeye savaş gemilerini gönderdi, asker gönderme kararı aldı, Ortadoğu'daki savaş için hava koruma kalkanı oluşturacağını açıkladı. Tarihini bu vahşilerin belirleyeceği kara harekatından sonra masum Gazzelilerin Filistin topraklarından tamamen atılarak Sina çölüne sürülecekleri kaydediliyor. Barbarlar "Hiçbir şey 7 Ekim'den öncesi gibi olmayacak" diyerek gaddarlıkta sınır tanınmayacağı sinyallerini veriyorlar. İnsanlığın yalnız bıraktığı Filistin bu katliamları 75 yıldır yaşıyor. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın mahremiyeti çiğneniyor. Barış şehri Kudüs 75 yıldır mahzun. Yerleşimci çeteler her gün Gazze'de, Batı Şeria'da, Kudüs'te Filistinlilerin evlerini, mallarını gaspedere İsrailli'leri yerleştiriyorlar. 16 yıldır boykot altındaki Gazze'de 2.5 milyon insan zindan hayatı yaşıyor. Emperyalizm ve sömürge ülkeleri, Siyonizmi kışkırtmaya ve zalimi mazlum, mazlumu zalim göstermek için ellerinden geleni yapıyor. İsrail'in bu vahşi saldırıları, uluslararası hukuku, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesini ihlal ediyor. Bu mukaddes topraklarda sivil halk insani bir krizin pençesinde yaşarken, yaşam hakları, güvenliği hiçe sayılırken, terörist İsrail'in yıllardır uyguladığı soykırım, asimilasyon ve katliamlar bölgedeki acıyı, yıkımı ve çaresizliği artırıyor. Bütün dünya bu katliamlar karşısında gözlerini kapayarak, kulağının üzerine yatıyor. Onlar istiyorlar ki; Filistin halkı; katliama uğrasa da sussun; sürülse de itiraz etmesin; yok edilirken direnmesin; kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken kaderlerine razı olsunlar. Onlar için mazlum Filistinli makul Filistinlidir! Direnen Filistinli ise teröristtir! Taş da atsa da, slogan da atsa da teröristtir. Geçtiğimiz haftaki yazımda Yahudilerin dünyayı nasıl ele geçirdiklerini kaleme almıştım. Yazımın son satırlarında bu soysuzların dünya ticaret ve para sisteminin üzerine çöreklendiklerini vurgu yapmıştım. Cebimizdeki TL'nin, doların, eoro'nun değerini bunların belirlediğini kaydetmiştim Katliamların başladığı günden beri sosyal medyamızda Siyonist İsrail'in dünyaya hakim olan farklı sektörlerdeki ürünleriyle ilgili boykot çağrıları yapılıyor. Tek tek yazmama gerek yok, bu ürünler zaten sosyal medyada dolaşımda. Son paragrafımı çok çarpıcı bir analizle bitirmek istiyorum. Bu lanetliler isteseler bugün sofralarıma koyduğumuz hazır gıdalar, hamburgerler, banyolarımızda kullandığımız deterjanlar, şampuanlar, sabunlar; cipsler, lıkır lıkır içtiğimiz sular, gazlı içecekler vs. ile bizi bir günde zehirleyerek dünyadan silebilirler! Direkt musalla taşı! İnanın, memlekette cenaze namazımızı kıldıracak imam dahi kalmaz... 2002-2006'da Hollanda'da yaşadığım ve hayretler içinde kaldığım bir şeyi anlatayım: Oturduğum eve yakın bir yerde iki Yahudi kız kardeşe ait bir aroma fabrikası vardı. Bu fabrikada kola aroması, tüm parfümlerin özü, deterjan, temizlik ürünleri, yediğimiz cipslerin vs. aklınıza gelebilecek aromaları-özü üretilip 182 ülkeye ihraç ediliyordu. İlginç olan bu fabrikada iki Yahudi rabası, firmadan bağımsız olarak çalışıyor, İsrail'e gidecek ürünleri kontrol ediyordu. Birincisi: Birileri bu aromalara zehir atmasın. İkincisi: Ürünler köşer (helal) şartlarına uygun mu değil mi ve son kontrollerden sonra mühürleyip İsrail'e gönderilmesine onay vermek. Bu lanetli kavim zehirlenmekten korkuyordu. Zehirlenmekten korkan lanetli kavim, kalkar sizi de insanlığı da zehirleyebilir! Değil mi Başlığımı düşünün, iyi analiz edin , kendinize sorun: "Nasıl bir risk altında olduğunuzu biliyor musunuz"... Çok daha çarpıcısı; elinizdeki akıllı telefonda olan, bilgisayarınızdaki yazılımlarınızı, arama motorlarını, girdiğiniz sosyal medya sitelerinin fişini de çekiverirler. Bilgi-bilişim-iletişim çağında iyot gibi açığa çıkarsınız! Bu soysuzlarla mücadele ancak onların eriştiği teknoloji, parasal ve ticaret gücüne erişmekle mümkündür. Boykot çağrıları beyhude bir çabadır! Boykot yapalım yapmasına; ama bu soysuzların bu noktaya nasıl geldiklerini düşünüp kendimize ait olan yerli- milli olan bir şeyler bulalım. Teknoloji geliştirelim, kendi yazılımlarımızı üretelim, bilgilerimizi kendimiz depolayalım. Sosyal medyamızı, arama motorlarımızı, bilgisayarlarımızda yüklü olan kullandığımız programların teknolojisini kendimiz üretelim. Bilgi-bilişim-teknolojinin en çok katma değer ürettiği dünyamızda bu kanımızı sülük gibi emen Siyonistlere para akıtmayalım Ve son söz: Tüm İslam ülkeleri olarak birlik ve dirliğimizi yeniden geçirelim. Böl-parçala-yut taktiğiyle tüm İslam ülkelerini sömüren Siyonizm ve kuklalarına kıyama duralım!