H. Muharrem Okur Arda Bilik

Dört duvar arasında, çeşitli musibetlerin tazyikatı altında, acizlik, fakirlik, çaresizlik...

Melce arayışı ve kalbin yorgunluğuyla yitip gitmesi... Peki bir takvim yaprağı şifa olabilir mi bu dertlere Bir takvim yaprağı kaldırabilir mi ruhu bu düştüğü yerden Bir takvim yaprağı bahara tebdil edebilir mi kışı Kaybolan ümitleri yeşertip, Rahman'ın cilvesine vesile edebilir mi bir takvim yaprağı

O takvim yaprağı Nurdan, yani Kur'an'dan süzülen hakikatlerin aynasıysa, âhir zaman musibetzedelerine Kadîr-i Rahîm tarafından ihsan edilen, dertlerine Kur'anî reçeteler sunan hakikatleri küçücük sayfasında dercetmişse, o takvim yaprağı "Bediüzzaman Takvimi" yaprağı ise... Elbette şifa olabilir ve olacaktır inşâallah. Geçtiğimiz günlerde Medrese-i Yusufiyeden tahliye olan ve bir takvim yaprağı ile ruhu karanlıklardan kurtulan bir kimse bize yaşadığı hatırasını aktardı.

"Bir takvim yaprağını hazırlamak, dizayn etmek, basmak, onu insanların hizmetine sunmak, cezaevlerine göndermek ne kadar ehemmiyetli..."

Koğuşların sadece üç öğün yemek vakti açıldığı, basılı hiçbir yayının olmadığı, sıkıntılı bir dönemde oldukları bir anda koğuş değişikliği yapıldığını ve onca sıkıntıyla birlikte apar topar başka koğuşa alındıklarını belirterek, ümitsizlik içinde yeni koğuşa geçtiğinde olanları şu şekilde aktarıyor:

"Koğuşa ilk giren benim, başka kimse yok. Yerde bir yaprak takvim sayfası. Elime alıyorum, 'Bediüzzaman Takvimi' yazıyor. Yeni Asya'nın bastığı takvimi, ilk defa görüyorum. Şok oldum... Onca zorluktan sonra bir takvim yaprağında Risale parçası okumak beni öyle mutlu etti ki hala şoktayım... Giden mahkumlardan kalan tek bir yaprakta Risalenin tamamı var gibi bir sürpriz, bir hediye kabul ettim. Hemen duvara astık..." Türlü türlü ruhî ve bedenî sıkıntıların olduğu o ortam ve dönemde çok istifade ettiklerini belirterek devam ediyor: