H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİK
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak insanların maddî-manevî ihtiyaçlarındaki çeşitlenme de artmaya devam ediyor.
On beş yirmi sene evvel aklımıza bile gelmeyecek şeyler şu an zarurî ihtiyaçlar listesine girebilmekte. Bazen zarurî olmayan hatta ihtiyaç listesine bile girmeyecek olan bir şey câzibesi ya da temsil ettiği hâl dolayısıyla insanları kendine meftun edebiliyor. Maddî-manevî kıymeti olan her cisim hatta makam-mevki bu meftunîyete sebep olan şeylerden olabilir. Bu kadar câzibedâr şeylerin kendisini çevrelediği asrımız insanının uhrevî konularda hakîkat dersini alabilmesi ise o nisbette zorlaşıyor. ünkü her şeyin arkasında menfaatini ve zevkini arayan insan, diğer insanların da aynı psikolojide olduğunu hisser bildiğinden, hakîkat dersini sunan bir kimse gördüğünde, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bundan elde ettiği menfaati sorgulama eğilimine girmekte. Eğer hakîkat dersini sunan kişinin bundan bir menfaat elde etmediğini görürse o zaman kendisini bu derse açık hale getirerek hakîkat dersini almakta. İnsan fıtratında buna benzer kendini açma ya da frenleme halleri olduğu herkesin malûmudur. Dolayısıyla asrımız insanına Kur'ân'dan hakîkat derslerini sunan ve her zaman, şahsiyetinden ziyade eserlerini ön plana sunan Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayatı oldukça dikkate değer. Risale-i Nur Külliyatı başta olmak üzere yine Külliyata dahil "Tarihçe-i Hayat" eseri O'nu ve ömrünü nasıl geçirdiğini anlamak için temel basamak.
İman hizmetlerinin yürütülmesinde ise "En mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-ı hakikat, en makbul bir dua-i manevî, en kerametli bir vesile-i makâsıd, en yüksek bir haslet, en safî bir ubudiyet." (1) Şeklinde belirttiği kavram ise: İhlâs. Samimiyet, içtenlik, doğruluk; bir işi başka bir karşılık beklemeksizin sırf Allah rızası için yapmak manalarına gelen ihlâs, dünyevî hayattaki başarının da sırrı olduğu gibi uhrevî hayatın kazanılmasında ve sosyal hayatta örnek bir Müslüman profilini elde edebilmekte olmazsa olmaz bir düstur. Bu hususta çeşit çeşit câzibedâr lezzetlerin, makamların, mevkilerin, imkânların kıskacında olan ya da bu kıskaçlara düşebilen asrımızın insanının çıkış anahtarı ihlasta. İhlâs öyle bir sırdır ki, insanı en câzip ikramlardan bile yüz çevirmeye mecbur etmektedir.