Fuarlar

Fuar sezonunun başlaması ile inşallah İzmir dahil pek çok ilimizde fuar hizmetleri yürütülecek.

Fuarların, hizmetlerimizin bayraktarlığını yapmak hususundaki öneminden ne kadar bahsetsek az. Ancak bizim için belki de en önemli olan, fuarların, teker teker fertler noktasında çok kritik hizmetlere vesile olması. Bu hususta 2014'te yayınlanmış bir hatırayı tekrar nazarlarınıza sunmak istiyoruz.

"Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği kitap fuarındayız. 30-35 yaşlarında başı açık bir bayan standımıza geldi. 9 yaşında bir erkek çocuğunun olduğunu, ona nasıl bir kitap verebileceğimizi bize sordu. Biz de piyasaya yeni çıkmış olan Resimli Peygamberimizin Hayatı isimli çizgi romanı tavsiye ettik. Kitabı alıp tetkik eden bayan, 'ben bu kitabı alıyorum' diyerek ücretini ödemek istedi, fakat parası yetmedi. 10 lira eksik kaldı. Biz de kartımızı vererek fuar sonrasında kitabevimize gelerek borcunu ödeyebileceğini söyledik. Aradan 1 ay zaman geçmişti ki bir gün bir bayan Yeni Asya Kitabevimize gelip kendisini tanıyıp tanımadığımızı sordu. Ben de 'hatırlamıyorum' deyince kitap fuarında çocuğu için aldığı kitap borcunu vermeye bir de teşekkür etmek için geldiğini söyledi. 'Borcunuzu anladım, teşekkür ne için' deyince anlatmaya başladı; 'kitap fuarına geldiği gün fuar girişindeki stantların birinde (Yaşar Nuri Öztürk) bulunuyormuş. Ona 9 yaşında bir erkek çocuğumuz olduğunu, çocuğun evin içinde annesine ve babasına 'Ya Allah yoksa' dediğini, Yaşar Nuri Öztürk'e nasıl bir cevap verebileceğimizi sorduk. Biz çocuğumuza, öyle şey olur mu tabi ki Allah var, dememize rağmen çocuk tatmin olmuyordu. Yaşar Nuri Öztürk '9 yaşına kadar çocuğa Allah'ın kim olduğunu öğretememişsiniz şimdi kalkmış benden bu çocuğu nasıl eğiteceğimi soruyorsunuz' diyerek beni başkalarının yanında tersledi. Ben de devlet memuru olduğumu, okullarda doğru dürüst bir din dersi öğrenemeden eksik bilgilerle yetiştiğimizi, söyleyerek yanından ayrıldım. Çok üzülmüştüm; böyle isim yapmış birisi beni nasıl tersleyebiliyordu. O düşüncelerle sizin standınıza geldim. Tavsiye ettiğiniz kitabı aldım. Evimize götürüp çocuğuma hediye ettim. Aradan geçen iki üç gün sonra çocuğumuzun odasından gelen sesle önce çok şaşırdık. Sonra ise çok sevindik, artık çok mutluyduk. Çocuğumuz, anneciğim, babacığım artık o soruyu size sormayacağım. Ben artık Allah'ımı buldum. Yanına gittik, kitabın 32. ve 36. sayfalarında Peygamberimize (asm) gölgelik eden bulut mu'cizesi ve aynı bulutun yağmura dönüşerek bol bol yağması, oğlumuzun bu mu'cizeyi ancak Allah'ın yapacağını anlaması ve O'na inanması evimize huzur getirdi. Kitabı ben ve beyim de okuduk. Çok mutlu olduk. Bu sevincimizi size iletmek için hem borcumuzu ödemek, hem de teşekkür etmek için size geldim. Tekrar tekrar teşekkür ederim. Biz de çok mutlu olduğumuzu söyleyerek vedalaştık."