Deprem ve manevî destek

Herkes kabul ediyor ki insan maddi ihtiyaçları yanında manevî ihtiyaçları da bulunan bir varlık.

Ülke tarihimizin en büyük deprem felaketlerinden birini geçen yıl yaşadık ve milyonlarca insanımız büyük bir ihtiyaç hali içerisinde.

Bu ihtiyaçlar maddi ve manevî olarak iki gruba ayrılabilir. Maddi ihtiyaçların telafisi yapılmaya çalışılmakla birlikte pek de başarılı olduğu söylenemez. Çünkü musibeti yaşayan kimselerle irtibatımız bunu gösteriyor. Yakınının, çocuğunun akıbeti hala belli olmayan, temiz suya ulaşamayan, kaldığı yerin fiziki şartları iyi olmayan pek çok insan var.

Bunun yanında manevî ihtiyaçların karşılanmasında da durum aynı şekilde vahim. Evini, yakınlarını, her şeyini kaybeden insanımız maddi meseleleri halletmeye çalışırken manevî meseleleri büsbütün bozulabiliyor.

Bizlerin elinde ise insanımızı bu maddî-manevî tahribattan kurtarabilecek, en ümitsiz ve karanlık anlarında onları nura çıkartabilecek Kur'ani reçeteler var.

"Risale-i Nur, bu mübarek vatanın manevi bir halaskarı (kurtarıcısı) olmak cihetiyle..." diyen Üstad Bediüzzaman Said Nursi, ihtiyacı şiddetlenen, ağır musibetlere düşen mübarek vatanımızın fertlerinin "halaskar"ını, nazarlarımıza sunuyor. Bizler bu sebeple deprem bölgesinde bulunan ya da çeşitli şehirlere göç eden musibetzede kardeşlerimize Risale-i Nurların ulaştırılmasının çok büyük bir manevi tamirat yapacağını düşünüyoruz.

Ekibimizle birlikte o bölgedeki kimselerle irtibat kurmaya devam ediyor, çeşitli faaliyetlerde bulunuyoruz. Eserleri enkaz altında kalan, varını yoğunu kaybettiği için yenisini temin edemeyen, manevi tesellilere muhtaç olan pek çok kimse var. Sizlerden de bu hususta gelecek bilgi ve talepler doğrultusunda, elimizden geldiğince o kimselere ulaşmaya çalışıyoruz. Cenab-ı Hak başta musibetzede kardeşlerimiz olmak üzere hepimizin maddi menevi tüm ağırlıklarımızı hayırlarla, hafifliklere çevirsin. Amin...