Gelin biraz da Gülelim: Yorumu kendinde!

6 Nisan'da köşemde yer alan "Eşim kendine zarar veriyor" başlıklı yazıya okurlarımdan oldukça ilginç yorumlar geldi. Ama en ilginci "Yorumu kendinde" başlıklı mektupta yer alan fıkraydı. Beni çok güldüren bu fıkrayı sizinle de paylaşmak istedim...6 Nisan Çarşamba günü köşemde "Eşim kendine zarar veriyor" başlıklı bir yazı çıktı. 'Haksız mıyım' rumuzlu okurum mektubunda eşiyle arasındaki problemi şu sözlerle anlatmıştı: "Eşimle evlendiğimiz günden itibaren hep kavga ediyoruz. Tartıştığımız zaman bana 'sus artık, konuşup durma' diye bağırıyor. Ardından kendine zarar veriyor, kafasını duvarlara vuruyor. Eşim bana 'sus' dese de ben konuşmaya devam ediyorum. Bu arada benim boğazıma da sarılıyor. Ben de susamıyorum işte. Sonunda 'boşayacağım seni artık dayanamıyorum' dedi ve boşanma davası açtı. Anlaşmalı boşanmaya karar verdik. 14 Nisan'da boşanma davamız var.Ne yapmam lazım, hata bende mi, susmam mı gerekiyor, bilemedim."Bu yazıya okurlarımdan oldukça ilginç yorumlar geldi. Ama bunların en ilginci, adının ilk harfleri E. A. olan bir beyefendiden gelen mektuptu. Mektup "Yorumu kendinde" başlığını taşıyordu ve beni çok güldüren bir fıkrayı aktarmaktaydı. Sizleri de güldüreceğini düşünerek paylaşmak istedim. İnanın her zaman böyle anlamlı fıkralarla karşılaşmıyorum.İşte o fıkra: Bazen ağzı kapalı tutmak işe yarayabiliyor! "Yüzü gözü mosmor olmuş genç bir kadın, doktora gider. Doktor kadının bu halini görünce sorar: Ne oldu size böyleKadın cevap verir: Doktor bey, kocam ne zaman içip içip eve sarhoş gelse, beni çok kötü dövüyor. Doktor, "Bakın işte bu konuda sizin çok işinize yarayacak bir çözümüm var hanımefendi. Kocanız sarhoş olarak eve geldiği zamanlarda, elinize bir bardak şekerli çay alın ve kocanız yatıp uyuyuncaya kadar, bu çaydan ağzınıza bir yudum alıp, o çayı yutmayıp, o yudumu ağzınızın içinde sürekli dolaştıracaksınız" der.Aradan iki hafta geçer. Aynı kadın bu kez,