Rehine - casus

Uzun yıllar sonra ilk kez... Önceki gün... ABD ile Rusya arasında rehine takası yapıldı. Takas edilenler basit suçlardan hapis yatıyorlardı. Şimdi sırada casusluktan yatanlar var. Bakalım onlar da takas edilecek mi ABD Rus rehine takasını gazetede okuyunca aklıma Deniz Gezmiş ve arkadaşları geldi. ABD'yle ilk rehine krizini o zaman yaşamıştık. Nasıl mı Tarih 4 Mart 1971 saat 00.15. Amerikalı askerler... Başçavuş Jimie Sexton... Erler Larry Heavner, Richard Caraczi ve James Gholson... Gölbaşı Ahlatlıbel'deki radar üssünden çıkıp evlerine gideceklerdi. Sexton'un 5 aylık hamile eşi Barbara da Ankara'daydı. Amerikalıların şoförü ise İsmail Okşar isminde bir Türk'tü. Tam Kepekli boğazını geçecekleri sırada yola devrilmiş bir direk gördüler. Şoför İsmail frene bastı. Arabadan inip direği çekmeye çalıştı. O sırada Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Mete Ertekin arabanın etrafında belirdiler. Amerikalıları arabadan indirdiler. THKO adına onları gözaltına aldıklarını açıkladılar. Hemen 20 metre ileride getirdikleri arabaya doluştular. Amerikalıların arabasını ve şoför İsmail'i Mete Ertekin teslim aldı. Şoför İsmail elleri bağlanarak yandaki tarlaya bırakıldı. Rehineleri Ayrancı semtindeki bir eve götürdüler. Güvenlik caddesi Amaç apartmanı 3. nolu daire... Peki ABD'nin tavrı ne oldu ABD'nin Ankara Büyükelçisi Wiliam Handley "4 askerimizin bırakılacağını ümit ediyorum. Onlara bir zarar geleceğini sanmıyorum." Dedi. ABD Başkanı Richard Nixon ise daha rahattı. "Türk hükümetinin eylemcilerle pazarlığa girişmesini tavsiye etmem. Ancak yine de bu Türk Hükümeti'nin bileceği bir iştir" dedi. ABD'nin bu soğukkanlı, kendinden ve olacaklardan emin tavrına karşın Türk yetkililerde tam bir panik havası hakimdi. Ankara'nın bütün giriş çıkışları tutuldu. Sokak sokak kaçırılan Amerikalılar aranıyordu. 4 Mart sabah 06.00'dan itibaren 36 saat de süre verilmişti. Süre doldu ama Amerikalılar oralı bile olmadı. Türk Hükümeti de pazarlık şöyle dursun olanca sertliğiyle eylemin üzerine gitti. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Amerikalı rehineleri kaçırdıkları ilk andan itibaren öldürmek düşüncesinde değillerdi. Gezmiş bunu Mamak Cezaevi'nde Erdal Öz'e uzun uzun anlatır. Onların 'kandırılmış halk çocukları' olduklarını düşünüyordu. Ancak durum gerçekten Deniz'in düşündüğü gibi miydi Yani 4 Amerikalı sıradan halk çocukları mıydı Aynı günlerde Ankara'ya konuşlanmış bir başka Amerikalı vardı. Aldrich Ames! Gerçek adı Aldrich Hazen Ames'ti. 1962 yılında CİA'ya girdi. 1969'da Ankara'da görevlendirildi. Lakabı 'köstebek'ti. Görevi Sovyet ajanlarını takip ve rapor etmekti. Ayrıca onları çift taraflı casusluğa ikna ederek bilgiler elde etmekti. Ankara günlerinde sol hareketleri ve öğrenci eylemlerini de yakından izledi. Giderek bir efsaneye dönüşen Deniz Gezmiş özel çalışma konusuydu. Ancak lüks hayata düşkünlüğü ve kadın zaafı onu tehlikeli bir yola itti. 1985 yılında Sovyetler Birliği'ne karşı casusluğa başladı. 5 milyon dolara elindeki bilgileri Sovyetler Birliği'ne sattı. Şüphe bulutları üstünde kümelenmeye başlamıştı. CİA tarafından sorguya alındı. Yalan makinesini iki kez yanıltmayı başardı.1994 yılında bir Rusya gezisi öncesinde yakalandı.