Kapanmamış Hesaplar Ülkesi...!

İmamoğlu'nun son 3 günde art arda yaşadığı iletişim facialarının en tehlikelisi Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'la atışmasıydı. Şakası yok... Koskoca bir camia... Birden sırtını dönüverir... İster Galatasaray olsun İster Beşiktaş... Siyasetçi hangi kulübü karşısına alırsa yanar... Sebepsiz hedef olursunuz. Kaşıkla topladığın oyu kepçeyle dağıtmaya başlarsın... Peki soruyu doğru yerden sorayım. Bir Büyükşehir Belediye Başkanı takım tutar mı Daha doğrusu soruyu biraz daha yumuşatayım. Belki takım tutar ama sevgisini fanatikçe gösterir mi Bence günümüzde göstermemeli. Sevgisini içinde yaşamalı. Neden mi Anlatacağım. Önce biraz geriye gideyim. Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu konusu halen tartışmalıdır. Her kulüp haklı olarak Ulu Önderi kendine yakıştırır. Ama ben Ata'mızın açıkça bir kulüp taraftarı olduğunu düşünmüyorum. Atatürk tartışma dışı yani. Peki sonraki liderleri ve siyasileri gözünüzün önünden geçirin lütfen... Ecevit'in mesela hangi takımı tuttuğunu bilir miydik Elbette bir takıma gönül vermiştir Karaoğlan... Ama ben fanatik taraftarlıktan bahsediyorum. Türkeş mesela... Erbakan hangi takımı tutardı Bilir miydik Demirel'in Beşiktaşlı olduğunu yıllar yıllar sonra öğrendik. Meraklısı bilse bile... Siyasiler o sevgilerini hep saklamayı tercih ederlerdi. İstisnalar yok değil... Biyografisini yazdığım eski Başbakanımız Şükrü Saracoğlu fanatik Fenerliydi. Hatta kulübün çok uzun süre başkanlığını da yaptı. Ama bilmeyenler için hatırlatırım. Şükrü Bey kızını Galatasaray yüzme takımına yazdıracak kadar centilmen bir siyasetçiydi. Mesut Yılmaz diyeceksiniz biliyorum. O bir Galatasaray fanatiğiydi. Ama sanırım bunun bedelini az da olsa siyaseten ödedi rahmetli... Daha ilginci şuydu. Eskiden spor yazarları bile hangi takımı tuttuklarını açıkça yazmazlardı. İlk yazan Hıncal Uluç olmuştu. "Ben gazeteciyim ve Galatasaray'lıyım" diye. Hatta tuhaf (bugünler için seksist sayılacak) bir benzetmeyle gerekçelendirmiş ve ilan etmişti taraftarlığını. Yazdığı kitabın adı "Sarı-Kırmızı Kaşkol"dü. Mesela Sanlı Sarıalioğlu... Hürriyet'te yazdığı yıllarda bilirdik Beşiktaşlı olduğunu... Yıllarca kaptanlığını yapmış takımın. Ama açıktan yazmazdı Kara Kartal'a gönül verdiğini. Ya da efsane kalem İslam Çupi abimiz... Işıklar içinde uyusun... Bilirdik Fenerli olduğunu... Ama uzun yıllar açık etmemişti. Zarafetiyle gizlerdi tuttuğu takımı. Çok sonraları o da açıktan yazmaya başlamıştı. Şimdi ise spor yazarlarımız maça formayla gidiyor. Savunma da şu... "Yahu bir insan futbolla ilgili olur da nasıl takım tutmaz..." "Bu insanları yanıltmak değil midir" Hayır efendim... Tutar elbette... Ama fanatikliğini gözüme sokmasına gerek yok. Tribün amigosu gibi görmek ve okumak istemem ben... Kendi taraftarları hariç... Okumam zaten... Varmaya çalıştığım yer şu... Her konuda... Her alanda... Fanatizm gözümüzü kör etti. Herkes kendi mahallesine çekildi... Kendi küçük