Hamsi bu yıl bol olacak ama hava koşullarına bağlı. Küresel ısınma burada da çıkıyor karşımıza. Deniz suyu ısınınca oksijen seviyesidüşüyor. Bazı türler derinlere kaçıyor bazıları kıyıya yaklaşıyor. Aşırı avlanma da döngüyü bozuyor. Peki, ne yapsak da balığımızı korusak
Balıkçılar için heyecanlı bekleyiş sona erdi ve balık av sezonu açıldı. İlk gelen bilgi, bu yıl hamsi ve istavritte bolluk yaşanacağı yönünde ama son veriler, özellikle Karadeniz'in simgesi hamsi için alarm çanlarının daha da yüksekten çaldığını gösteriyor. Palamut ve istavrit gibi diğer türlerin stoklarında da benzer dalgalanmalar var. Ancak mesele sadece bir balık türü değil mesele denizin dengesi!
FAO verilerine göre, dünya genelindeki deniz balık stoklarının yüzde 34.2'si artık sürdürülebilir sınırların üzerinde avlanıyor. Karadeniz'in Türkiye tarafı da bu tablonun dışında değil. Özellikle hamsi ve istavritte yüksek balıkçılık ölüm oranları dikkati çekiyor. Hamsi için bu oran 2008-2022 arasında 0.69 olarak tahmin ediliyor. Bu, stokun kendini yenileme hızından fazla bir tüketim anlamına geliyor. TÜİK verileri de bunu destekliyor: Hamsi avı 2019'da 262 bin tonken 2024'te 153 bin tona geriledi. Hamsi küçülüyor, erken göç ediyor ve daha az kıyıya uğruyor. Bu, yalnızca balıkçıların değil; sofraların da meselesi.
ASPIC modellemesine göre, Karadeniz'in hamsi taşıma kapasitesi 1.2 milyon ton. Ancak bu stokun kendini sürdürebilmesi için denizde en az 610 bin tonluk bir hamsi kitlesi olması gerekiyor. Bilimsel bir çalışmaya göre, 2022 yılındaki stok tahmini 399 bin tondu. Yani denizde yüzde 35 daha az hamsi var.(1)
Beklentiler yüksek ama
Tabii bu sene hamside av beklentisi yüksek. Sinop-Kastamonu Su Ürünleri Birliği Başkanı Turhan Öztürk, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın belirlediği 400 bin tonluk av kotasına yaklaşılabileceğini belirtiyor. Karadeniz Bölgesi'nde bu yıl palamudun az olduğunu aktaran Öztürk, "Ama bu yıl denizde istavrit, lüfer ve çinekop var.
Hamsiyle ilgili ilk gelen veriler, hamsinin bol olacağı yönünde. Tabii hava şartlarına da bağlı" diyor. Öztürk'ün "hava şartları" diye açtığı parantez, küresel ısınmanın denizlerde yarattığı değişimle ilgili. Karadeniz'de deniz soğukluğu sıklığı artmaya başlamış. Ve bu durumun denizdeki dengeyi değiştirerek, balıklarda şok etkisi yarattığını anlatıyor Öztürk.
İklim krizi balığın yönünü şaşırttı
Benzer bir uyarı geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Meriç Albay'dan da geldi. Bu yılın temmuz ayının Türkiye'de son 55 yılın en sıcak ayı olarak kayıtlara geçtiğine vurgu yapan Albay, denizlerin alt katmanlarında da olumsuz değişimler yaşandığına dikkati çekti. Deniz suyu sıcaklıklarının 30 dereceyi aşmasıyla oksijen seviyeleri düşüyor. Bazı türler derin sulara çekilirken, bazıları kıyıya yaklaşmak zorunda kalıyor. WWF-Türkiye'nin verilerine göre, Marmara'da artan köpekbalığı ve vatoz gözlemleri de bu değişimin bir yansıması. Çünkü artık derinler oksijensiz.