Tüm cıvatalar gevşemişken!

Gevşeyen cıvataların artık somundan kurtulma aşamasına geldiği bir ortam. Bir gün önce takımın iki efsanesi veda ediyor arkadaşlarına. "Sahaya çıkmayalım, protesto edilebiliriz" diyorlar. Ertesi gün Kadıköy'e geleceklerin ruh halini tahmin edin artık.
Hoca deseniz, dünya umurunda değil. "Gurur ve profesyonellik" olarak açıklıyor maçın anlamını. Ne yürüyüş yapanlar, ne "istifa" diye bağıranlar ne de "Bir umut" diyerek tribünlere gelenler var hesabında.
Ve kulüp tarihindeki, böyle krizli dönemlerin değişmeyen akıbeti de gerçekleşiyor; dördüncü dakika, ilk atak- ilk şut ve gol... Rakip önde. Bir sonrasında meteor çarpması var. Olabilecek en kötü senaryolar yaşanıyor.
Yine de takım bu baskıya karşılık verdi. 20'den sonra oyunu yığdılar rakip kaleye. İrfan Can Kahveci üstlendi liderliği, sorumluluk aldı, diğerlerini de peşine taktı. Tribündeki taraftar onları ıslıklarken, "onları" sevindirecek o "golü" bulmak için uğraştılar. İşler sarpa sardıkça,