Farkı fark edin!

Montella sürprizlerle başladı. Santrforsuz çıktı sahaya, iki süratli kanat (Kerem-Barış) arkalarına da Hakan Çalhanoğlu'nu yerleştirdi. Kurgusu direk hücum üstüne, arkadaki grup ise pas örgüsüne uygun. Topa sahip olacaksın, sonra da defansın sırtına koşu yapacaksın.
Genelde bu durum Hırvat takımının stratejisi. Topu rakibe verip, tuzak kurarlar. Aynı hesapla masaya oturan "Bizimkiler"i gördüklerinde, çözüm üretemediler.
Santrforsuz oynadık. Etkili de oynadık. Kerem ve Barış'ın Galatasaray alışkanlıkları ile hızlı hücumlar "bilinmez" olmaktan çıktı. Livakovic'i zorlayan şutlar geldi. Ama sahadaki düzen Hırvatları ceza alanımıza getirmedi. Top da bizdeydi, inisiyatif de. Mükemmel bir mücadele vardı önümüzde. Barış'ın aşırtmasıyla maçın ikinci hikayesi başladı.
Son maçı göre takımın neredeyse tamamı farklıydı. Defans değiştiği gibi, Orkun da yoktu orta sahada. Bu müdahale, mücadele ve konsantrasyonu ekledi millilerimize. Orta sahaya hükmettik.