Transferle bahar gelmez
Hedefleri büyük tutmak başka bir şey, boş hayaller yayıp peşine takılmak ise bambaşka bir şey. Anımsarsanız biz ne zaman "Avrupa'da final oynayacağız" gibi gerçekçi olmayan hayaller kurduysak daha da gerilere düştük. Bu yolda harcadığımız onca para da cabası. Tamam hedefleri küçültmemek gerek ama bir yerden bir yere varabilmek için her adımı dikkatli atmak, hedefleri büyüte büyüte gitmek en doğrusu. Bunun için de önce doğru yolu tespit etmek sonra da sabırla o yolda yürümek gerek. Buna karşın hemen bir yılda gelecek şampiyonluk vaatleri, Avrupa'da final sözleri ve günü kurtarma transferleri ise 2-3 yıl beklemek yerine çok daha fazla yılı heba etmek demek.
Tamam büyük takımlar yıllarca şampiyonluk hasreti içinde olabilir. Bir an önce şampiyonluk yaşamak isteyebilir. Beşiktaş'ın 15 yıl şampiyonluğa hasret kaldığı yıllar var mesela. Ama sonra Mehmet Üstünkaya-Serpil Hamdi Tüzün ikilisinin altyapı devrimi ve ardından Süleyman Seba'nın istikrarda inadı geliyor. Sabırla, emekle inşa edilen takımlarla 10 yılda 5 şampiyonluğa ulaşılıyor. Metin, Ali, Feyyaz'lı o efsane dönemle taçlanan... Yine Feda döneminde kısa sürse de akıllı atılan adımlarla kurulan dengeli takımla gelen başarılı bir süreç var.
Şu bir gerçek ki iyi bir takım oluşturmanın en önemli kıstası istikrarlı olmakta yatıyor. Yani yönetimde istikrar, teknik kadroda istikrar, kadroda istikrar. Bu da sabırla geçirilmesi gereken bir dönem demek. Kulüp yönetimlerinin ona buna bakmadan yollarında kararlı yürümeleri demek.