Taraftar var, taraftar var
Pardon ama taraftar var, taraftar var. Takımı hangi durumda olursa olsun destekleyen taraftar var. Takımın altyapıdan oyuncularla yapılandırılarak uzun vadeli takım oluşumuna sabreden vefakâr taraftar var. Ama en küçük başarısızlıkta bile futbolcuya, yönetime düşmanca tavır alan taraftar da var. Yani çeşit çeşit taraftar var. Son yıllarda sosyal medya üzerinden büyüyen taraftar kitlesi ise kulüpleri yönetme derdinde; futbolcu aldırtıyor, futbolcu gönderiyor, yönetimleri değiştiriyor. Bu yüzden kulüplerde muhalif grupların çalışma alanı oldu bu gruplar. Tabi sesleri çok çıkıp, negatif mesajlar üzerinden tribünleri etkiledikleri için bunlara kimse laf edemiyor.
SOSYAL MEDYA OTORİTELERİSansasyon peşindeki klasik "manşet patlatma" medyası da bunların kuyruğunda. Bu kesimin mesajları anında başarı gerekçesi ile kulüplerin daha çok para harcaması, flaş transferleri art arda patlatması yönünde daha çok. Yani uyanık aracıların ve kendine menajer diyenlerin de yararına bir bakıma. Her transfer sezonu tribünlerden bazı futbolculara tavır alınmasının nedenlerinden biri de bu. Ve bu kaotik ortamda kulüp yöneticileri de medyanın önemli bir bölümü de suyu akışına bırakmış durumda. Mutlu mesut birlikte sürüklenip gidiyorlar.
KİME YARAR BU İŞLERGünümüzde devamlı negatif mesaj veren bu taraftar modeli ne yazık ki kulübüne yarar sağlayacağına zarar veriyor. Düşünsenize maç oynanıyor ve sahadaki kendi futbolcunu ıslıklıyorsun. Oğuzhan Özyakup gibi çok yetenekli bir futbolcu biraz da böyle kaybedilmedi mi Ama Giovanni van Bronckhorst öyle yapmadı işte. Oyuncularını -Ersin ve Muçi- savundu; "Böyle taraftar stada gelmesin"