Zafer sarhoşluğu içindeyiz. Bulgaristan ve Gürcistan'ı farklı yendikten sonra Dünya Kupası için Play-Off oynamayı garantiledik gibi. Hatta matematiksel olarak grup birinciliği şansımız var. Ayrıca oynanan futbol da bizi memnun etti. Şu açık ki Montella, bütün acımasız eleştirilere rağmen adım adım belli bir sistemi oturttu, takım futbolunu geliştirdi. Üstelik Hakan, Kenan ve Arda gibi dünya çapında yıldızlarımız var. Dahası Orkun, Can ve Ferdi gibi yetenekleri yedek oturtmak lüksüne sahibiz. Zaten Milli Takım hocalarının en büyük avantajı transfer sorumluluklarının olmaması. Geniş bir havuzdan seçim yapma imkânına sahipler. Yeter ki futbolcu o ülkenin vatandaşı olsun. Buna bir de bizde futbolcu havuzunun önemli bir kısmının Avrupa'da yetişmiş gençlerden oluşmasını ekleyin. Bizim hiç emeğimiz olmayan "Avrupacı" futbolcuların zamanımızda Milli Takıma sınıf atlattığını da unutmayın.
Milli Takım antrenörlerinin dezavantajı ise topladıkları futbolcularla kısa çalışma sürecinde uyumlu bir takım yaratmanın zorluğu. Hele günümüzdeki maç yoğunluğunda. Burada bazen kendi takımında bile oynamayan, isimsiz oyuncuları da seçip temelden yeni bir Milli Takım inşa etmek izlenen yollardan biri. Nitekim Lucescu aynen bu yolu izleyip ezberleri bozmuş ve bugünkü Milli Takım'ın temelinin atılmasında önemli bir hamle yapmıştı.
Evet doğru yoldayız ama biz hep başarıları abartmaya, başarısızlıklarda da karalar bağlamaya meyyal bir milletiz. Bir türlü durumu anlamaya, eksileri artıları gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye ve ona göre tavır almaya alışık değiliz. İspanya maçını anımsayalım mesela. Alınan farklı mağlubiyeti hemen Montella'nın yanlış futbolcu seçimine, takımı yanlış taktikle oynatmasına bağlayıvermiştik. Oysa ki Montella başından beri günün geçerli futbolunu oynatmaya çalışıyor. İspanya'nın da hatta Fareo Adaları'nın da oynamaya çalıştığı günümüz futbolunu. Ama İspanya karşısında gücümüz yetmedi o kadar. Zaten iki Gürcistan maçında gördük; 60 dakika sonra güçten düşme sorunumuz var bizim. Ve söylemeden edemeyeceğim bir başka kafa karıştırıcı şey de takım başarılı oldukça Milli Takım'a oyuncu sokma ve teknik kadroya girme konusunda yoğun kulis ve kulüpçülük yapıldığına dair şüphelerin doğması. Oysa ki Milli Takım sadece bir kesimin değil herkesin Milli Takımı olmalı. Her kulübe, her futbolcuya aynı mesafede olmalı. İyi günde uyarayım dedim.