Keşke ben de 2023'ün Aralık ayında yapılan Beşiktaş Olağanüstü Genel Kurulu'nda Hasan Arat yönetimine umut bağlayan 7 bin 271 üyeden biri olsaydım. Hiç olmazsa 3-5 ay hayal kurabilir mutlu olabilirdim. Şimdi beklediğimden de kısa bir sürede her şeyin laftan ibaret olduğu ortaya çıktı ve 29 Aralık'ta yeniden olağanüstü genel kurula gidiliyor. Yani "olağanüstü" kongreler dizisiyle kronik hale gelen yönetim krizi devam ediyor.

Aslında bu yol Ahmet Nur Çebi yönetiminin erken seçim kararı almasıyla açıldı. Çebi'nin, örgütlenmiş sosyal medya ve bazı taraftar gruplarının baskısına dayanamaması, kararlarında diretememesi, herkesi memnun etme çabası en büyük hatasıydı. İkinci kez Şenol Güneş'i getirmesi ve ardından yapılan yanlış transferler sonun başlangıcı oldu. Sonra baş aşağı gidişe direnemediler, erken seçim kararı alarak bu yolu açtılar.

Olağanüstü kongreler sağlıklı bir yol değil. Bir kere yönetime aday olacakların hazırlanması için süre bırakmıyorsunuz. Yine işi oldu bittiye getiriyorsunuz. Gerçekten Beşiktaş'ın sorunlarını doğru tahlil edebilen çözüm getirebilecek olan aklı başında insanlar, -ki camia içinde bu yapıda insan çok sayıda var- mecburen dışarıda kalıyor. Ve çark aynı şekilde dönmeye devam ediyor. Flaş transfer bombaları, gerçekçi olmayan vaatler, bayat taraftar kuyrukçuluğu gırla gidiyor.

Sonra bu telaş ve kargaşa içinde yapılan "olağandışı" kongrelerde keskin ayrışmalara tanık oluyoruz. Beşiktaşlı değerlerini koruma kisvesiyle Beşiktaşlılık değerlerinin yok oluşuna tanık oluyoruz. Bakınız son mali kongreye. İnsanların birbirlerine hitap şekillerine, seviyesiz tribün tezahüratlarına, kavgalara... Ne yazık ki Arat yönetiminin ardından artık