Dünya Kupası dersleri (1)

Biz bu Dünya Kupası'nda neden yokuz sorusunun yanıtını şimdiden aldık bile. Aslında herkesin dilinde olan çok bildik doğrular bunlar. Ama nedense bir türlü bizim yapılacaklar listemize giremiyorlar. Evet, iyi futbol ve başarı için 1. kural takım olmayı başarabilmek. Çok sıradan bir konu gibi gözükse de takım olabilmek futbolda işlerin en başı ve de en zoru. Özellikle de kısa sürelerde bir araya gelen milli takımlar için. Zaten bizim de en yapamadığımız şey bu. Çünkü biz olaya sadece tek tek kişilerin becerisi açısından bakıyoruz. O oynasın bu oynamasın, o hoca gelsin, bu hoca gitsin. Çünkü takım yaratmanın da ilk koşulunun önce bir sistem tasarlamak ve bunun için de sisteme göre oyuncu seçip uyumlu bir birlik oluşturmak olduğunu önemsemiyoruz. Bakın Suudi Arabistan'a. Kimse onlardan en ufak bir başarı beklemezken Arjantin gibi çoğu kişinin şampiyon adayı olan takımı yenebildiler. Hem de modern bir futbolla. Ve herkesi şaşırttılar. Oysa ki başarıları da oynadıkları futbol da tesadüf değildi. Takımın başında önceliği bir sisteme göre takım kurmak olan, modern futbolu bilen genç bir teknik direktör var. Ayrıca 11 oyuncunun 9'unun aynı takımdan gelmesi de takımda uyum yaratma açısından mühim. Yani bir lig takımı gibiler. Zaten milli takımların en büyük sorunu toplama takım görüntüsünden kurtulamamaları değil mi En iyi oyuncuları da toplasanız kısa sürede takım uyumunu yakalamak zor olabiliyor. Tüm bunlara bir de yaş meselesini eklemek gerek. Yaşlı takımların genç, başarıya, öğrenmeye aç futbolculardan kurulu takımlara karşı direnememesi bu yüzden.Bakın Kevin de Bruyne açık açık Belçika için