3 başkan 4 hoca

Baştan söyleyeyim. Rafa Silva vazgeçilmeyecek bir oyuncu değil. Beşiktaş gibi oturmamış bir takımda yaratıcı oyuncuya her zamankinden daha fazla ihtiyaç olsa da bu tür futbolcuları takıma oturtmak ve onlardan istikrarlı bir verim almak çetin bir teknik direktörlük sınavı.

Ancak şimdi sorun bu değil. Sorun bu olayın bu denli dal budak salması. Her bir detayın sürekli ulu orta tartışılması. Ortada çözüm yok, medya ve taraftar önünde bir sürü laf var. Kulüp mahremiyeti içinde konuşulup kesin karara bağlanması gereken bir konunun başkan ve teknik direktör tarafından TV programına benzer şekilde kamuoyu önünde konuşulması... Dediğim gibi bu tarz problemler kimseye açıklanmadan içerde çözülür. İyi yönetimler öyle ya da böyle çabuk karar verebilenlerdir. Beşiktaş'ta bu olmadığı gibi adeta taraftardan ve medyadan destek istercesine "aba gösterdik, olmadı", "Artık karar onun" gibi şikâyetler ediliyor... Anlaşılan Sergen Yalçın, TV yorumculuğundan kopamamış; kulüp ve takım içi her sorunu medya ile taraftar önünde konuşmak gibi bir huy edinmiş.

Tabii ki Rafa Silva'ya ilişkin bizim bilmediğimiz şeyler de olabilir. Yani problem zor bir problemdir. Ama bu süreç başından itibaren Beşiktaş'ı olumsuz etkileyen, değerlerini yıpratan negatif bir süreç oldu maalesef.

Ve artık şu da anlaşılıyor ki Serdal Adalı yönetimi ne de Sergen Yalçın batılı anlamda bir yapılanmaya ve bunun gerektirdiği sürece çok uzaklar. Zaten Beşiktaş'ta her yeni yönetim umut verici, kökten çözümcü güzel sözler ve vaatlerle başlıyor ama üç ay geçmiyor ki bizim bildik ahbap çavuş ilişkilerine dönülmesin. Ve çözüm olarak yine günü kurtarma transferlerine bel bağlanmasın. Yani yine çarçur edilen paralar yine boşa harcanan zaman, yine Beşiktaş'a hüsran.