AB ile Almanya'nın ilginç Washington ziyaretleri

Pandeminin sona ermesiyle birlikte diplomasinin önde gelen isimleri dünyanın dört köşesine seyahat ederek uluslararası ilişkilere şekil vermeye çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres Ukrayna'nın başkenti Kiev'de resmi temaslarda bulunurken, Avrupa Komisyonu başkanı Ursula Von der Leyen (VDL) de geçtiğimiz hafta yazdığım üzere önce Kanada'ya ardından da Washington'a resmi bir ziyaret gerçekleştirerek, ABD Başkanı Joe Biden'la de bir araya geldi.Von der Leyen'in ABD'ye resmi bir ziyarette bulunması son derece doğal. Neticede AB, ABD ile birlikte dünyanın en büyük pazarları arasında. VDL ile Biden'ın ele aldığı konular arasında Ukrayna savaşı ve ABD ile AB'nin sağlayacağı destek yer aldı. Bununla birlikte iklim değişikliğiyle mücadele ve bu çerçevede Washington'ın AB'de çok tartışma yaratan 'enflasyonu düşürme yasası' da ele alındı. Bilindiği üzere ABD, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 370 milyar dolarlık bir yatırım teşvik paketi hazırladı. Bu paketten sadece ABD'de yatırımı ve üretimi olan firmalar yararlanabilecek. IRA yasası olarak bilinen bu düzenleme, AB'nin iklim değişikliği alanında faaliyet gösteren firmalarını zora sokuyor. Ayrıca Çin'e karşı sergilenmesi gereken tutum konusunda da görüş alışverişinde bulunuldu. Kuşkusuz akıllara VDL'nin neden Biden'ı Avrupa'da gerçekleştirdiği ziyaretler esnasında görme fırsatını değerlendirmediği sorusu geliyor. Ancak en büyük soru işareti Almanya Başbakanı Olaz Scholz ile VDL'nin Washington'a neredeyse birer gün arayla yapmış oldukları ziyaretin zamanlaması.Maalesef AB'ye üye ülkelerin diplomasideki atlı karınca koreografisinde, ulusal öncelikler, AB'nin ortak çıkarlarından her zaman üstün oluyor. Hele Almanya olunca. Bu çerçevede Scholz'un VDL'den bir kaç gün önce Washington'da resmi temaslarda bulunması sadece VDL'yi değil, AB'nin uluslararası kredibilitesini biraz da olsa incitiyor. Zaten Scholz da, VDL de Biden'la aynı konu başlıklarını ele aldı.Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, halefleri François Hollande ve Nicolas Sarkozy'ye oranla, AB'nin dış politikadaki girişimlerini gölgelenmemesi için, diplomasi sahnesinde ulusal girişimlerin zamanlamasına çok dikkat ediyor. Keza Almanya eski başbakanı Angela Merkel de öyleydi. Scholz'un bu 'dikkatsizliği' bir ilk değil. Oysa Alman SPD partisi, halefi Hristiyan Demokrat CDU'ya nazaran AB kurumlarına daha fazla önem gösterirdi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6915897;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6915897;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarguldener-sonumutab-ile-almanyanin-ilginc-washington-ziyaretleri-6915897' });AB'den Türkiye'ye jet hızında onayDiplomaside öndegelim, yani protokol, mütekabiliyet, hitap ve zamanlama son derece önemlidir. İki devlet veya bir devlet ile çok uluslu bir kurum arasındaki ilişkilerin niteliği anlamak ve birbirlerine verdikleri önemi göstermek amacıyla önemlidir. Bir ülke ile çok uluslu bir topluluk arasındaki ilişkilerin önemi de bu esaslara göre değerlendirilir. Nitekim AB nezdinde daimi olarak atanan Türk Büyükelçisine AB'nin agremanı ne kadar sürede verdiğine bakılır. Bununla birlikte atanan büyükelçinin güven mektubunu hangi sürede sunabildiği de önemli bir işarettir.İşte bu çerçevede AB nezdinde Türkiye daimi temsilcisi olarak atanan Büyükelçi Faruk Kaymakcı AB kurumlarına jet hızıyla güven mektubunu sundu. Dışişlerinde Avrupa'dan sorumlu eski bakan yardımcısı olan Kaymakcı, AB tarafından zaten çok bilindik bir isim. İkinci kez AB nezdinde Türkiye'yi temsil etme şansına sahip olan Kaymakcı, Brüksel'e neredeyse gelir gelmez AB Konseyi Başkanı Charles Michel'e güven mektubunu sunarak görevine başladı. Bu sayede AB'nin Türkiye'ye bu süreçte ne kadar önem verdiğini, kurumsal ilişkileri iyi tutmak istediğinin sinyalini de almış olduk. Depremden zarar gören 10 ilin yeniden imarı için yapılacak olan bağış konferansının Brüksel'de düzenlenecek olması ve Komisyon'un bu çalışmalara önderlik etmesi de bir tesadüf değil.Almanya'dan tehlikeli bir 'nein'